 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/4030
Karar No : 1999/5821
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 25.12.1998 tarih ve 1998/609-1998/610 sayılı kararınYargıtay incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Uluş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü;
Davacı vekili, I... Sigorta şirketi yetkili acentesi olan davalıya sigortalı işyerinin müvekkili tarafından satın alındıktan sonra hırsız tarafından soyulduğunu ancak sigorta tazminatının ödendiğini ileri sürerek, 158.000.000.- lira'sının faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, davalı yanında davaya müdahale talebinde bulunan I.. Sigorta A.Ş. vekili, hasar tarihinde davacı ile akdi münasebetlerinin olmadığını ve mülkiyet değişikliğine ilişkin zeyilnamenin olaydan sonra düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre davacı ile yapılan sigorta sözleşmesi ihbar tarihi olan 02.10.1997 tarihinden 18.12.1997 tarihine kadar feshedilmediği için önceki sözleşmenin devamı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sigorta sözleşmesinden doğan yükümlülüğün ifasını sağlamaya yönelik olarak, sigorta ettiren tarafından I.. Sigorta şirketi acentesi olan davalıya karşı, izafeten değil doğrudan hasın gösterilmek suretiyle açılmıştır. Acentenin eylem ve işlemleri dava konusu olmadığına göre, mahkemece, Türk Ticaret Kanununun 119/2. Madde ve fıkrası uyarınca acenteye karşı ancak müvekkiline izafeten dava açılabileceği, doğrudan husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, açılan davanın pasif dava ehliyet (Davalı sıfatı) yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.