 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/3662
Karar no: 1999/8667
Tarih: 02.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 11.12.1998 tarih ve 1994/103 - 1998/2169 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 02.11.1999 günde davacı avukatı Asım ile davalı avukatı Şenol gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ömer Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten
sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait işyerindeki kasadan davalı şirkete sigortalı hisse senetlerinin çalınmasına rağmen davalıların sigorta bedelini ödemediğini ileri sürerek, hisse senetlerinin aynen veya en yüksek piyasa alış değeri üzerinden bedelinin reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı D. Sigorta Aracılık Hizmetleri AŞ. vekili, müvekkilinin acente olması nedeniyle husumet düşmeyeceğini savunmuştur.
Davalı M. Sigorta AŞ. vekili, sigortalının hizmetinde bulunanların veya asıl anahtar kullanılmak suretiyle yapılan hırsızlık olaylarının teminat suretiyle yapılan hırsızlık olaylarının teminat dışında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı D. Sigorta Aracılık Hizmetleri AŞ. nin acente sıfatı ile hareket ettiğinden kendisine husumet düşmeyeceği, davacıya ait hisse senetlerinin anahtar uydurulmak suretiyle çalındığı, davalının olayın teminat dışında olduğuna dair herhangi bir delil ikame etmediği, 18.600 adedinin davadan önce iptal edildiği gerekçesiyle 150.000 adet hisse senedi bedeli 414.300.000. - lira'nın temerrüt tarihi 21.12.1993 tarihinden itibaren değişen reeskont faiziyle davalı M. Sigorta AŞ.'den tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı Merkez Sigorta AŞ, vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı şirkete ait işyerindeki kasalarda bulunan ve davalı şirketin sigortaladığı menkul kıymetlerin çalındığı iddiasıyla, bedellerinin sigortacıdan
tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinin ayrılmaz parçası olan "Kasa Hırsızlık Klozu" na göre, poliçede ağırlığı ve markası ve bulunduğu yer yazılı olan kasada bulunan para ve sair kıymetlerin her türlü hırsızlığını ve hırsızlar tararından hırsızlık ve hırsızlığa teşebbüs esnasında kasa muhteviyatına veya kasaya yapılacak ziya ve hasarlar ile sigorta ettireni veya ailesi efradını veya müstahdemlerini zor ve şiddet kullanmak, ölümle tehdit etmek, yaralamak veya öldürmek suretiyle yapılan hırsızlıkların teminat altına alındığı ifade olunmuş, sigortanın hüküm ifade etmesi için de, ticarethane kasaları için kasa hareketlerini gösteren bir defterin tutulmuş olması koşulu da açıkça belirtilmiş bulunmaktadır.
Davacının şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonunda haklarında ceza davası açılan şirket elemanları ve şirket elemanı olmayan kişiler hakkında Sulh Ceza Mahkemesince kurulan hükümde davacıya ait işyerinden veya kasaların herhangi birisinden hırsızlık yapıldığına dair maddi bir tespit bulunmamaktadır.
Görülen işbu davada da davacı taraf yukarıda değinilen kloz koşulları dahilinde bir hırsızlık rizikosunun oluştuğunu kanıtlayabilmiş değildir. 09.12.1999 tarihinde kasa sayımında ortaya çıkan eksilmenin, tespitin hemen akabinde değil, aradan uzun süre geçtikten sonra 06.02.1993 tarihinde sigortacıya ibraz edilmiş olması karşısında, olayın bir özelliği dikkate alındığında kloz çerçevesinde hırsızlık rizikosunun gerçekleştirildiğinin ispat külfetinin davacıya yükletilmesi zorunludur. Aksi halde, TTK, 'nun 1292'nci maddesinin rizikonun ihbar yükümlülüğünü, sigorta ettirene yükletilmesinin bir anlamı kalmayacaktır.
Mahkemece, gerek yukarıda değinilen hususlar üzerinde durulmadan gerekse her türlü eksilmeyi değil, sadece kasa klozunda değinilen hırsızlığın gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından poliçe eki olan "Kasa Hırsızlık Klozu" hükümleri ve bu arada aynı kloz uyarınca tutulması gereken kasa defteri bakımından yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadan, yazılı olduğu şeklide davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA 65.000.000.- lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peyin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.