 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/3520
Karar no: 1999/5490
Tarih: 21.06.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 22.2.1998 tarih ve 1994/430-1998/436 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkil kooperatifin eski yöneticileri olan davalıların görevde bulundukları süre içinde şahsi menfaatlerini gözeterek kooperatifi zararlandırdıklarını, 15.8.1993 tarihli genel kurulda hesap tetkik komisyonu kurulmasına karar verildiğini, hesap tetkik komisyonu raporuna göre de 21.8.1994 tarihli genel kurulda haklarında sorumluluk davası açılmasının kararlaştırıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000.000 zararın 13.8.1993 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; müvekkillerin Nisan 1993 tarihinde görevden ayrıldıklarını, dava tarihi itibariyle l yıllık sürenin dolduğundan açılan davanın dinlenemeyeceğini, müvekkillerce yapılan işlemlerde usulsüzlük bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; toplanan kanıtlara göre; kooperatifin tüm işlerini tamamlayıp 5.6.1996 tarihinde kat mülkiyeti ve ferdileşmeye geçtiği, bu nedenle aktif dava ehliyeti kalmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif genel kurul kararı uyarınca eski yöneticiler hakkında açılmış sorumluluk davasıdır. Mahkemece, davacı kooperatifin anasözleşme gereği amacını gerçekleştirdiği, konutları üyeler dağıtıp, kat mülkiyetine geçildiği ve aktif dava ehliyetini yitirdiği gerekçesiyle dava reddolunmuştur.
Davacı kooperatifin dava devam ederken tasfiye kararı aldığı, ancak henüz tasfiye süresinin sona ermediği ve kooperatifin ticaret sicilinden terkin edilmediği konusunda uyuşmazlık yoktur. Kooperatif ticaret sicilinden terkin edilmediği ve tasfiyenin henüz sona ermediğine göre, tüzel kişiliği devam etmektedir. O halde, mahkemece; işin özüne girilerek taraf delilleri değerlendirilip, sonucuna göre karar vermek gerekir iken, yazılı şekilde aktif husumet ehliyeti yokluğu gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.