 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/3030
Karar No : 1999/7574
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki Samsun Asliye 3.Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 18.12.1998 tarih ve 1997/535-83 sayılı kararın Yargıtayincelemesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 5.10.1999 günde davacı avukatı A... ile davalılar avukatları İ... , H.. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Seyfi Çizmeci tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili tarafından Avusturalya'dan ithal edilen değirmenlik buğdayın davalı D... Nakliyat A.Ş. tarafından taşındığını, bu emtianın diğer davalıya nakliyat rizikolarına karşı sigorta ettirildiğini, taşıma sonunda geminin 6 ve 7 nolu ambarlarındaki buğdayın hasarlı olarak teslim edildiğini, hasar ve noksanlık nedeniyle zararın 116.602 USD olduğunu ileri sürerek bu meblağın 3.4.1997 tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı D... Nakliyat A.Ş. vekili, ilk olarak yük gemi ambarlarında iken yaptırılan delil tespitine göre yükün hasarlı olmadığını, hasar bulunsa dahi dökme yüklerde uygulanan %2 fire payının olağan genel kabul edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, poliçeye göre sigorta bedeli TL olarak belirlendiğinden döviz üzerinden tahsilinin istenemeyeceğini, talebin fahiş olduğunu, hasarlanan mal miktarının piyasa fiyatının dışındaki zararlardan sigortacının sorumlu olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacıya ait buğday yükünün taşınması sonunda 1025,7 m/tonunun hasarlı olduğunun belirlendiği, davalı D... Nakliyat A.Ş.nin 18.350.501.817 TL zararın tamamından E... Sigorta A.Ş.nin 13.759.699 TL den sorumlu oldukları gerekçesiyle bu meblağların sorumluluk miktarına göre dava tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraflar temyiz etmişlerdir.
1- Taraflar arasındaki uyuşmazlık navlun ve sigorta sözleşmelerinden kaynaklanmakta olup, bu sözleşmeler Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiş bulunmaktadır. TTK.nun 3.maddesine göre, bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerdendir.
Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun (3095 sayılı) 2.maddesinin 3.fıkrasına göre ticari işlerde temerrüt faizi, T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont oranına göre istenebilir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde alacağının döviz olarak tahsilini ve temerrüt faizi olarak da dövize uygulanan faizi talep etmiştir. Ancak, yargılama sırasında alacağın Türk Lirası olarak belirlenmesi üzerine en yüksek banka mevduat faizi talep ettiğine göre, bu isteğinin reeskont oranında temerrüt faizi isteğini kapsadığının kabulü gerekir. O halde mahkemece 3095 sayılı Kanunu'nun 2/3 maddesi gereğince reeskont oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Davalıların temyizine gelince;
a) Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
b) Ancak, dava konusu yük deniz taşıması sırasında hasarlanmış olup, taşıyanın buna ilişkin sorumluluğu TTK.nun 1061 ve 1062.maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. TTK.nun 1061 ve 1062.maddelerindeki sorumluluğu yine aynı yasanın 1113.maddesi ile sınırlandırılmıştır. Bu maddeye göre, yükün hasarı yüzünden 1061 ve 1062.maddeler gereğince tazminat verilmesi lazım gelirse, taşıyan, malların hasarlı haldeki satış değeri ile piyasa değeri veya malların varma yerinde boşaltılmanın başladığı tarihte hasarsız olarak haiz olacakları değer arasındaki farkı öder, hasar sebebiyle tasarruf edilen gümrük ve diğer masrafları bundan indirilir.
Davacının isteyebileceği tazminatın hesabı değinilen TTK.md.1113 ncü maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, bunun dışına çıkılarak davacının yaptığı diğer masrafların da tazminata dahil edilmesi doğru olmamıştır.
O halde, mahkemece deniz ticaret hukuku, sigorta hukuku ve muhasebe konularında uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yeniden rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan bu nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.a bendinde yazılı nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 65.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, 7.10.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.