 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/283
Karar no: 1999/2425
Tarih: 22.03.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kırıkkale Asliye 2. Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 17.7.1998 tarih ve 431-411 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra isin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, şirketin idare ve temsil yetkisinin diğer davalıda olduğunu, müvekkilinin şirket toplantılarına çağrılmadığını, şirketin kar ve zarar hesaplarının, bilançolarının müvekkiline gösterilmediğini, yaptırılan delil tespitinde defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, 1995 yılı ortaklar kurulu toplantısının yapılmadığını, şirketin zarar ettirildiğinin tesbit edildiğini, şirket ve şirket müdürünün kötü niyetli olduklarını beyanla şirketin devamına imkan bulunmadığından şirket müdürünün azli ve şirketin feshi ile tasfiyesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının şirkete sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi nedeniyle 30.5.1996 tarihli ortaklar kurulu toplantısında ortaklıktan çıkarıldığını, durumun 2.7.1996 tarihinde davacıya bildirildiğini, şirket ve müdürünün kendilerine yüklenen görevleri yerine getirdiklerini, 30.5.1996 tarihli toplantıya davacının çağrıldığı ancak adres değişikliğini bildirmediği için davetin sonuçsuz kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre davacının sermaye koyma yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu borcunu yerine getirmemişken şirketin feshini istemesinin MK.2/2 maddesine göre hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı Limited şirket müdürü olan ortağın azli ve şirketin feshi istemine ilişkindir.
TTK.nün 543.maddesinin yollaması ile 161.maddesine göre şirket mukavelesi ile tayin edilen idarecilerin azli veya selahiyetlerinin kısılması, ancak şirket mukavelesinin değiştirilmesi suretiyle mümkündür. İdareci ortakların veya diğerlerinin muhalefeti sebebiyle şirket mukavelesinin değiştirilmesi mümkün olamamışsa, mukavele ile tayin edilen idarecilerin azli veya selahiyetlerinin kısıtlanması ancak haklı sebeplere müsteniden her ortak tarafından mahkemeden istenebilir.
Bunun yanında TTK.nün 546.maddesi delaletiyle aynı yasanın 324.maddesine göre, şirketin aczine kanıt var diyebilmek için piyasa bedelleri ile değerlendirilebilecek tüm mal varlıklarının, sermayesinin yarıdan fazlasını tüketecek şekilde bir- mali sıkıntının söz konusu olması gerekir.
O halde mahkemece yapılacak olan iş; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacı istemlerinin incelenebilir olup olmadığının taktiri ile incelenebilir olduğunun kabulü halinde uzman bilirkişi marifetiyle şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.03.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.