 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no:1999/2716
Karar no:1999/4582
T:31.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki davanın Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 10.12.1998 tarih ve 1997/558-1998/1014 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi ve davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Ç... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kurucu ve yöneticisi olduğu M... Tıp Merkezi ve bu merkeze bağlı H... merkezinin sağlık hizmetleri verdiğini, "M... Tıp Merkezi" markasının 08.03.1996 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, davalının ise izinsiz olarak "M..." ismini kurduğu hastanede kullandığını, kendisine gönderdikleri uyarıya verdiği yanıtta M... sözcüğünü kullanmayacağını bildirdiği halde, bu sözcüğü kullanmadığı görüntüsü vermek için bu sözcükle şekil ve telaffuz olarak aynı olan "M..." sözcüğünü kullanmaya başladığını, davalının eyleminin markaya tecavüz olduğu ve kendilerine lisans bedeli olarak maddi tazminat ödemesi gerektiğini ileri sürerek, davalının markaya tecavüz olduğu ve kendilerine lisans bedeli olarak maddi tazminat ödemesi gerektiğini ileri sürerek, davalının markaya tecavüzünün önlenmesini, tüm kayıtlarındaki "M..." ve "M..." isimlerinin çıkartılmasını ve 2.000.000.000.- lira maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iddianın doğru olmadığını, uyarıdan sonra "M..." sözcüğünü kullanmadıklarına savunarak davanın reddini istemiştir.
MahkemecEsas no: iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacının "M...Tıp Merkezi" markasını sağlık hizmetleri emtiası olarak 10 yıl için tescil ettirdiği, davalının ise, ihtara verdiği cevapta bu markayı kullanmayacağını bildirdiği halde daha sonra M... sözcüğünü matbu evrakında kullandığının tesbit edildiği ve bu eyleminin markaya tecavüz olduğu, ancak davacı M... sözcüğünün de, iltibas yaratacağını bildirmiş ise de, davalının bu sözcüğü 01.08.1997 yılında marka olarak tescil ettirmiş olduğu ve bu markanın hükümsüzlüğü hakkında bir dava açılmadığı, bu nedenle davacının buna yönelik isteminin reddi gerektiği, davacı davalıdan marka kullanımının lisans bedeli talebinde bulunmuş ise de, lisans ücretinin usulüne uygun devir sonucu taahhütlerin karşılıklı yerine getirilmesi halinde verilebileceği ve davacının Ankara da davalının da, İstanbul' da faaliyet göstermesi nedeniyle davacının maddi zararının oluşmadığı gerekçesiyle, davacının "M..." markasına olan tecavüzün önlenmesine, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, dava markaya tecavüzün önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının müvekkiline ait "M..." markasına kullandığını ve bundan dolayı menfaat elde ettiğini ileri sürerek, dava konusu markanın kullanım hakkını kendi izni ile vermiş olsa idi elde edebileceği gelirin tazminat olarak tahsilini istemiştir.
Yapılan yargılama sonunda davalının eyleminin "M..." markasına tecavüz olduğu kabul edilerek, bu eylemin önlenmesine karar verilmiştir. O halde davacının bundan dolayı bir zarara uğradığı kabul edilmelidir. Mahkemece, davacının markasını kendi izni ile davalıya kullandırası halinde talep edebileceği ücretin onun zararını oluşturacağı gözetilip 550 Sayılı KHK. nın 62. TTK. nun 58.maddeleri dikkate alınarak ve gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna uygun bir tazminat takdir edilmek gerekirken, bu hususlar gözönüne alınmadan yazılı şekilde tazminat isteminin reddi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.05.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.