 |
T. C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no:1999/2586
Karar no:1999/4633
T:31.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 9.Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 24.12.1998 tarih ve 1997/360-1998/810 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe A... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki 11.12.1995 günlü sözleşme ile müvekkilinin davalı idareye ait değişik yerlerdeki binaların temizlik işlerinin üstlendiğini, 30.4.1997 tarihine kadar sözleşme süresi ilerisinde Temmuz 1996 ve Ocak 1997 tarihlerinde asgari ücretlerde zorunlu katsayı artışı olduğunu, bu artıştan kaynaklanan SSK prim artışlarının sözleşmenin 12/e maddesi gereğince davalı tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, buna ilişkin talebin davalı tarafından reddedildiğini ileri sürerek 1.606.952.846 TL nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme süresi ve sözleşmeyi aşan sürede SSK. primlerinde meydana gelecek artışların davacıya ödeneceği konusunda sözleşmede hüküm bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, sözleşme, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 12/e maddesinde sözleşme süresi içerisinde asgari ücret tesbit komisyonu tarafından işçi asgari ücretlerinde artış yapıldığı takdirde eski ve yeni asgari ücret arasındaki artış farkı miktarının işçi sayısı nisbetinde aylık istihkaklara ilave -edilip yürürlük tarihi itibari ile yükleniciye ödeneceğinin hüküm altına alındığı, bu hüküm içerisinde asgari ücretlerde artış yapıldığı, takdirde SSK. primlerinde meydana gelecek artışın yükleniciye ödeneceğinin yer almadığı, sözleşmenin 12/d maddesinde de sözleşmenin imzalanmasından sonra temizlik maddesi makine, alet ve edevatı ile haşarat makinesi ve ilaç fiyatındaki artışlar, vergi, harç ve resimlerin ihdası, işçi ücretleri ile ilgili çeşitli fonların ihdası ve bu nedenle yükleniciye sözleşmede belirtilen ücretten fazlasının ödenmeyeceğinin hüküm altına alındığı, asgari ücretin artışı nedeniyle SSK. primlerindeki talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, temizlik işlerinin müvekkilince yerine getirilmesine dair imzalanan sözleşmeden sonra asgari ücretteki artış nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödenmesi gereken primdeki artış miktarının davalı işverenden tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki 11.12.1995 tarihli sözleşmenin mali hükümler başlıklı 11. maddesinin (e) bendinde sözleşme süresi içerisinde asgari ücret tesbit komisyonu tarafından, işçi asgari ücretlerinde artış yapıldığı takdirde, eski ve yeni asgari ücret arasındaki artış miktarı, çalıştırılan işçi sayısı nisbetinde aylık istihkaka ilave edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin yürürlükte olduğu dönem içerisinde 1.7.1996 ve 1.1.1997 tarihlerinde asgari ücretlerde ve dolayısıyla SSK.ya ödenecek primlerde artış meydana gelmiştir. Yukarıda belirtilen sözleşme hükmü gereğince asgari ücretteki artış ve dolayısıyla prim miktarındaki artış da, çalıştırılan işçi sayısı oranında davacının aylık istihkakına ilave edilmesi gerekir. Davalı tarafın savunmasında ileri sürdüğü 11.12.1995 tarihli sözleşmenin 11.maddesinin (d) bendi hükmünün somut olaya uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu hüküm dikkatlice yorumlanmasında, işçi maliyeti dışındaki diğer maliyetlerdeki (temizlik malzemesi, ilaç fiyatı gibi) artışlar ve bunlara ilişkin vergi, harç ve resim ihdasının ek yük getirdiğinden bahisle, sözleşmede kararlaştırılan ücretin artırılmasının istenemeyeceği anlamı çıkmaktadır. Anılan maddede, işçi ücreti ile ilgili fon ihdası da dahil, fiyatlarının artması nedeniyle davacının ilave ücret istenemeyeceği hususlar tek tek sayılmış olup, bunlar arasında asgari ücret artışı nedeniyle artacak SSK primlerinin gösterilmemiş olması da bu kanıtı güçlendirmektedir.
Ancak, davacı prim miktarındaki artışın tamamını isteyebilecek midir? Bunun için de sözleşmenin imzalandığı tarihteki yasal düzenleme ile sonraki değişiklikler dikkate alınarak inceleme yapılması gerekmektedir. Şayet işverenin ödeyeceği prim oranında bir artış meydana getirilmemiş ise, davacının teklifnamesindeki prim oranına (%19,5) göre hesaplama yapılması gerekir. Ancak, taraflar arasındaki sözleşme imzalandıktan sonra işverenin ödeyeceği prim oranı yasal düzenlemelerle artırılmış ise, bu artan orana göre oluşacak prim farkını davacının talep etmesi mümkün olacaktır. Tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece, iş hukuku konusunda uzman bir kişiden denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı düşünce ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.5.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.