 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/2396
Karar no: 1999/4486
Tarih: 26.5.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 25.6.1998 tarih ve 1994/900-1998/402 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine yangın sigortası ile sigortalı Mehmet'e ait işyerinde davalıların kiracı olarak kebap - lahmacun salonu işlettiğini, işyerinde 13.1.1993 tarihinde yangın çıktığını ileri sürerek sigortalılarına ödedikleri miktarın tahsili amacıyla yapılan itiraz üzerine duran takipteki itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilinin sigortalı işyerinde kiracı olduğunu, müvekkillerinin işyerinin sigortalı olduğunu bilmediğini, bu nedenle tüm zarar ziyanın giderildiğini, tüm onarımların yapıldığını, malikin hiçbir zararının kalmadığını, bu konuda tanık ve belgelerin olduğunu, tesisat dekorasyon ve demirbaşların müvekkillerine ait olduğunu, bu yönden talepte bulunulamayacağını savunarak davanın reddini, davanın malik Mehmet'e ihbarını talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, keşif, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından itirazın 235.675.000 lira üzerinden iptaline, bu tutar üzerinden takibin devamına, davalı tarafından yapılan diğer tamiratların, kim tarafından yapıldığını ispatlayamadığından yeminde dahil başka delile de dayanmadığından ispat edilmeyen kısım üzerinden takibin devamına
karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, sigortacının TTK.1301.maddesinin kendisine tanıdığı yasal halefiyet hakkına dayanarak yangına ve zarara neden olan sorumlu kimselere karşı açtığı rücu davasıdır. Sigortacının rücu davası açma şartlarından biri de zarar gören şahsın (sigortalının) 3.kişi aleyhine dava açma hakkının bulunmasıdır. Bir başka deyişle, sigortacının halefiyet hakkı sigortalı tarafından engellenmemiş olmalıdır.
Olayımızda, yangın sonucu oluşan hasarın rizikodan sonra davalılar tarafından giderildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda da ekspertiz raporunda belirtilen tüm hasarların giderilmiş olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle sigorta ettirenin sigortalı şirketinden tazminat istemesi, sigorta şirketinin de halefiyet hakkına dayanarak talepte bulunması mümkün değildir. Zira, sigortanın amacı gerçekleşmiştir. Bu durumda davacı sigorta şirketinin sigorta sözleşmesinin tarafı olan dava dışı ve haksız zenginleşen sigortalıya karşı rücu davası açmasının mümkün olmasına göre mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde belgelerle ispatlanmayan miktar üzerinden davanın kabulüne karar .verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.5.1999 tarihinde oybirliğiyle karar yerildi.