 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/2373
Karar no: 1999/4010
Tarih: 17.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 25.51998 tarih ve 1996/420-1998/497 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Koop. temsilcileri
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kura sonrası hisse devraldığını, genel kurul kararı olmadan yönetim kurulunun şerefiye adı altında 75.000.000 lira istediğini, ortaklığı devir eden şahsın bu bedeli ödediğini fakat 157.500.000 lira tutarındaki gecikme zammını ödemediğini, genel kurul kararı olmadan yönetim kurulunun istediği şerefiye bedeline gecikme zammı da istenemeyeceğini ileri sürerek şerefiye borcundan ötürü 157.500.000 lira gecikme zammı borcu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif temsilcileri, daireler arasında kıymet (şerefiye) farkını tesbit için komisyon kurulduğunu, komisyon tarafından hazırlanan 29.9.1994 tarihli raporun ilandan itibaren bir ay içinde itiraz edilmemesi üzerine kesinleştiğini, 7.3.1993 tarihli genel kurulda aidatlarını süresinde ödemeyen ortaklara aylık %10 gecikme zammı uygulanmasının kararlaştırıldığını, şerefiye farkının 1994 yılı sonuna kadar ödenmesi aksi halde maliyetteki artışa göre yeni fiyat belirleneceğine dair gönderilen 28.11.1994 tarihli mektubun sonuçsuz kaldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının 27.11.1996 tarihinde devir sözleşmesi ile kooperatif hissesini Müzeyyen'den devraldığı, devir sözleşmesinin kooperatif yönetim kurulunun 16.1.1997 tarihinde onaylandığı, normal bir üyenin gecikme zammı hariç 1.011.500.000 lira tutarında aidat ve şerefiye farkı ödediği, davacının ödemeler toplamının ise 1.089.735.000 lira olup 78.235.000 lira fazla ödemesi bulunduğu, şerefiye farkı olan 75.000.000 liranın hem ilk ortak Müzeyyen ve hem de davacı Ahmet tarafından ödendiği, 8.6.1995 tarihli genel kurul toplantısında 2 ay içinde şerefiye farklarının ödenmesinin kararlaştırıldığı, daha önceki genel kurul. toplantılarında bu konuda bir karar alınmadığı, şerefiye farkının ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanacağına dair bir karar da bulunmadığı gerekçesiyle davacının davalıya Şerefiye farkı gecikme cezasından dolayı 157.500.000 lira borçlu bulunmadığının tesbitine karar verilmiştir.
Kararı davalı kooperatif temsilcileri temyiz etmiştir.
1-Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamacında da ileri sürülemeyecek olması nedeniyle davalı kooperatif temsilcisinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı, üyesi olduğu davalı kooperatife Şerefiye farkından dolayı gecikme faizi borcu olmadığının tesbitini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacının üyeliği devraldığı Müzeyyen'in şerefiye farkı olarak ödediği belirtilen 30.000.000 ar liralık makbuzlardan 357 numaralı olanda bir açıklama olmadığı, 370 numaralı makbuzda ise "Temmuz 1996 ayı için" açıklaması bulunduğu, davacı Ahmet'in ise 511 numaralı makbuz ile 75.000.000 lira şerefiye bedelini 8.6.1996 tarihli genel kurulda kararlaştırılan iki aylık süreden çok sonra, 23.10.1997 tarihinde yatırdığı anlaşılmaktadır, davalı kooperatif temsilcisi, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada ortaya çıkan 78.235.000 liralık fazla ödemenin ise, davacı ile üyeliğini devraldığı Müzeyyen'in süresinden sonra ödediği aidatlara ilişkin gecikme faizi olduğunu savunmuştur. Mahkemece davalının bu savunmaları üzerinde durularak aydınlatılması için bilir kişiden ek rapor alınmalıdır. Ayrıca, 7.3.1993 tarihli genel kurul toplantısında aidatların süresinde ödenmemesi halinde aylık %10 gecikme faizi uygulanacağına dair kararın, yalnızca aidat adı altında yapılacak ödemlere değil, tüm ödenmesi gereken parasal yükümlülükler için geçerli olacağı da gözönüne alınarak, şerefiye farkının vadesinde ödenmemesi halinde bu alacağa da bu oran üzerinden temerrüt faizinin hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.05.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.