 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/2132
Karar No : 1999/4266
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 27.11.1998 tarih ve 1997/394-1998/2104 sayılıkararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete verdiği mümessillik hizmeti ile davalı şirket adına yapılacak kömür ithalatı üzerinden hesaplanacak komisyon bedelinin ve cari hesap alacağının ödenmediğini ileri sürerek 63.151.23 ABD dolarının ve 1.099.418.027 lirasının faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davalı şirket temsilcisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, davalı A... tarafından gönderilen 4.7.1994 tarihli faks içeriği itibariyle A... Kömür A.Ş.nin, A.... Kömür BV temsilcisi olduğu ve davacı kayıtları ile faturaları itibariyle alacak iddiasının doğrulandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve temsilcilik ilişkilerinin bulunmadığına dair ileri sürülen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davacı tarafın ilişkisi temsilciyle değil, davalı A... firmasıyla olduğuna göre, davacı defterleri ile davalı acentesi olan A... Kömür AŞ.'nin defterleri incelenerek bir sonuca varılamaz. Ticari defterlerin ispat kuvveti TTK.82 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, ticari defterlerin sahibinin lehine delil olabilme koşulları yasanın 85.maddesi, diğer tarafın aleyhine delil olabilme koşulları ise, 86.maddelerinde açıklanmıştır. Anılan maddelerde sözü edilen hasım taraf, ticari işin muhatabı olan taraftır. Duruşmanın 10.3.1998 tarihli oturumunda defter ibrazı için verilen süre davalı şirketin, temsilcisi olan şirket olduğu anlaşıldığından defter ibrazının usulünce sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacı alacağının dayanağı olan faturaların davalı şirkete tebliğ edilip edilmediği de anlaşılamamaktadır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu belirtilen konulara bir açıklık getirmiş değildir.
Mahkemece açıklanan hususlar nazara alınarak, taraf delillerinin toplanması, toplanan deliller ve temsilci ile birlikte ticari ilişkiye taraf olan firmaya ait ticari defterlerin ibraz ettirilmesi, bu defter ve dayanağı olan kayıtlar üzerinde bu işlerden anlar bilirkişiler arcılığıyla inceleme yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.5.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.