 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/2118
Karar No : 1999/4802
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 12.11.1998 tarih ve 1997/360-1998/946 sayılıkararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ömer Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili şirket adına tescilli markanın dava dışı şirket tarafından yapılan marka tescili başvurusunun incelemesi sırasında davalı tarafından resen iptal edildiğini ileri sürerek iptal kararının kaldırılmasını dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı şirket tarafından tescili istenen marka başvurusunun davacı markasına benzerlik göstermesi nedeniyle reddedildiğini ancak davacı markasının da daha önce tescilli bir dava dışı kurum markasına benzerlik gösterdiğinin saptanması nedeniyle resen iptal edildiğini, müvekkilinin böyle bir durumda resen iptal yetkisinin bulunduğunu, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davaya bakmaya Adli Yargı'nın görevli olduğu, iptale konu karardaki davacıya ait 162404 sayılı marka ile dava dışı kuruma ait 151576 sayılı marka arasında iltibas var sayılsa dahi davacının daha önce tescilli olan 121034 sayılı aynı özellikte markası bulunduğundan ve bu markanın da iptal edilmemiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava konusu ve davacı şirkete ait 162404 numaralı markanın 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK.'nun yürürlüğe girmesinden sonra 13.05.1995 tarihinde tescil edilmiş olduğu ve yine davanın konusunu teşkil eden Türk Patent Enstitüsü'nün Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun 07.04.1997 gün ve 683 sayılı kararının, anılan KHK.çerçevesinde alınmış olduğu hususları çekişmesizdir.
Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE) Kuruluş ve Görevleri Hakkında KHK.'nın1'nci maddesinde bu kuruluşun amaçları açıklandıktan sonra, aksi kararnamede öngörülmedikçe, TPE'nin özel hukuk kurulu hükümlerine tabi özel bütçeli bir kuruluş olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı düzenlemenin 1073'ncü maddesi hükmünde ise, TPE.'nin yeniden inceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararlarının nihai olduğu belirlendikten sonra bu kararlara karşı ilgili mahkemede dava açılabileceği de hükme bağlanmış bulunmaktadır. Davaya konu uyuşmazlığın düzenlemesinin yasal dayanağını teşkil eden 556 sayılı KHK.'nın 71'nci maddesinde ise, bu Kanun Hükmünde Kararname de öngörülen bütün davalarda görevli mahkemenin Adli Yargı yerindeki ihtisas mahkemeleri olacağı kesin bir şekilde açıklanmıştır.
Dava konusu kararda yukarıda değinildiği gibi, TPE.'nin Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun 07.04.1997 gün ve 683 sayılı olup bir markanın iptaline ilişkin olmakla, bu davanın Adli Yargı mahkemelerinde çözümlenmesi gerekeceğinden, davalı TPE vekilinin bu davanın İdari Yargı yerinde görülmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Öte yandan, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK.'de ki düzenleme tarzına göre, bir markanın tescil edilebilmesi ile ilgili düzenlemede, tescil konusu markaya ilişkin red sebeplerinin TPE'ce marka başvuru prosedürü aşamasında kullanılacağı ve istem hakkında ret karar verilmesi hallerinde istemi reddolunan kişinin dava yoluna gidebileceği anılan KHK.'nun 47 ve 53'ncü maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Dava konusu olayda ise, aksi yargılama aşamasında ileri sürülmediğine göre, TPE'ce re'sen iptal edilen davacıya ait ve 13.09.1995 tarihinde tescil edilmiş olan 162404 sayılı markanın anılan KHK.prosedürüne uygun olarak tescil edilerek, kesinleştiği çekişmesizdir. Bu şekilde kesinleşmiş ve tescil yapılmış bir markanın her ne sebeple olursa olsun mevcut yasal düzenlemeye göre, tescili yapan kuruluşca resen iptali ve terkini mümkün olamaz. Bu nednle davalı TPE.'nin davaya konu teşkil eden 07.04.1997 gün ve 683 sayılı kararı yasal dayanaktan yoksun olup, hükümsüzdür. Nitekim doktrinde de bu görüş benimsenmiş bulunmaktadır. (Bkz.Prof.Dr.Sabih Arkan, Marka Hukuku, C.II, Ankara 1998, sh.166 vd.) Davalı TPE'nin, kendi kuruluşundan önceki idari düzenleme tarzına istinaden Danıştay'ın re'sen terkine imkan tanıyan idari yargı çerçevesinde geçerli olabilecek olan ve o dahi idari iptal davası açma süresi ile sınırlı olarak idareye kendiliğinden işlem iptali yetki tanıyan 22.12.1973 gün ve 1968/8 Esas, 1973/14 Karar sayılı Danıştay İBK.'na dayanarak bu kararı vermiş olması Enstitü'nün bu işlemine geçerlik tanınması sonucunu doğuramaz.
O halde, mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, yukarıda açıklanan gerekçelerle isabetli bulunduğundan onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bendlerde açıklanan nedenlerle davalı TPE vekilinin verinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, açıklanan onama gerekçesine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek bulunmadığına 1.370.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına 03.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.