 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/2068
Karar no: 1999/3733
Tarih: 07.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
E. Mak.San.TAŞ-Ern Dış Tic A.Ş. ile Vakıflar Bankası TAO Gen Md. vs. arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 26.3.1998 gün ve 1997/307-1998/210 sayılı kararı bozan Daire'nin 9.11.1998 gün ve 1998/5992-1998/7564 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinden E. Mak.San.A.Ş. ile E. Dış Tic.A.Ş. nin yurtdışından yüksek kaliteli kömür ithal ederek davalı B. Ltd.Şti.ne teslim ettiğini, bu davalının haksız tutumu nedeniyle müvekkili şirketin ödeme güçlüğü içerisine düştüğünü, mevcut borçların ödenmesi hususunda tarafların 25.10.1995 tarihli protokol düzenlediklerini buna göre 24.11.1995 tarihinde V. A.Ş. unvanlı bir şirket kurulduğunu bu şirketin müvekkillerinin işini, siparişini, kömür ocağını ivaz olarak alıp, müvekkili şirketin davalılara olan borcunu üstlendiğini belirterek, müvekkillerinin borçlu olmadıklarına ve müvekkillerinden alacaklı olduğu iddiasıyla V. A.Ş.den %40 hisse alan B. Ltd.Şti. nin yapılan protokol ve mahkeme kararı ile alacaklı olmadığının tesbit edilmesi nedeniyle, V. A.Ş. deki %40'a tekabül eden 2000 hissesinin Haldun adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı V. Bankası TAO vekili cevabında, davacıların açmış oldukları davanın İİK.nun 72. maddesine dayalı bir menfi tesbit davası olması nedeniyle, borçlu olunmadığı iddia edilen meblağ üzerinden nisbi harç yatırılması gerektiğini belirtip esasa ilişkin olarak da davanın reddini istemiştir.
Davalılar V. Finansal Kiralama A.Ş, B. Ltd. ve V. A.Ş. vekili cevabında, davacıların borçlu olmadıklarının tesbitini talep etmiş olmalarına göre bu miktarı belirterek harcını ikmal etmeleri gerektiğini, borçlu olmadıklarını iddia ettikleri toplam miktarın (1.391.328.048.726) TL olması nedeniyle harcın bu miktar üzerinden tamamlatılması gerektiğini ve davanın haksız olduğunu öne sürerek reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın İİK.nun 72 maddesine dayalı menfi tesbit davası olduğu bu itibarla borç oluşmadığı iddia edilen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, davacı vekiline verilen kesin mehile rağmen borç miktarını kesin olarak bildirmediğine dayanılıp, dava dilekçesinin HUMK.nun 193/1 maddesi gereğince iptaline karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilince temyizi üzerine Dairece 9.11.1998 tarih 1998/5992-7564 sayılı kararla harcı ikmal edilen 5.000.000.000 TL ile pay devrine ilişkin iddia yönünden işin esasına girilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi ve kabul şekli itibariyle de harcın yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde dava dosyasının HUMK.nun 409 maddesine göre işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken HUMK.nun 193/1. maddesine göre dava dilekçesinin iptaline karar verilmesi doğru görülmeyerek karar bozulmuş olup, davalılar vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
Davacılar işbu davalarında davalılara borçlu olmadıklarının tesbitini istediklerine göre davanın İİK.nun 72. maddesinde düzenlenen bir menfi tesbit davası olduğu kuşkusuzdur. Menfi tesbit davasının mahiyeti icabı olarak kısmı dava şeklinde açılması mümkün bulunmadığından davanın hukuki nedeni ne olursa olsun davacının borçlu olmadığını iddia ettiği miktarın tamamını dava konusu ederek, harcı bu miktar üzerinden karşılamak zorundadır.
Bu durumda mahkemece dava dilekçesinde ifade edilen kısmı menfi tesbit istemi gözetilerek davacıların borçlu olmadıklarını iddia ettikleri miktarın tamamını bildirmeleri ve bu miktar üzerinden harcı tamamlamaları için kendilerine sonuçlarıda ihtar edilerek kesin süre verilmesinde bir usulsüzlük olmayıp, buna rağmen davacıların şimdilik kaydıyla menfi tesbit istemini 2 milyar TL den 5 milyar TL ne çıkarmak ve harcıda bu miktar üzerinden ikmal ederek davayı kısmi menfi tesbit davası olarak sürdürmek istemeleri usulen mümkün bulunmamaktadır.
öte yandan, davalı V. A.Ş. nin %40 hissesine isabet eden 2000 payın davacı Haldun'a ait olduğunun tesbiti isteminin çözümü öncelikle davacıların, davalılara borçlu olmadıklarının tesbiti ile ilgili olduğundan ve ortada usulüne uygun olarak açılmış bir menfi tesbit davası bulunmadığından, bu aşamada paylara ilişkin istemin bağımsız olarak incelenip sonuçlandırılması da mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece Harçlar Kanunu'nun 16 ve 30 maddeleri hükmü uyarınca davaya devam edilemeyeceği gözetilerek, HUMK.nun 409. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken olayda tatbik yeri bulunmayan HUMK.nun 193/1 maddesine göre dava dilekçesinin iptaline karar verilmiş olması doğru değilse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirecek mahiyette görülmediğinden kararın düzeltilerek onanması icap ederken, Dairece her nasılsa bozma kararının 1. bendinde açıklanan nedenlerle bozulduğu anlaşıldığından, davalılar vekilinin HUMK.nun 440 maddesine uygun bulunun karar düzeltme isteminin kabulüyle, bozma kararının kaldırılarak kararın düzeltilip onanması gerekmiştir.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 9.11.1998 tarih 1998/5992-7564 sayılı bozma kararının kaldırılarak, kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin çıkartılıp yerine "HUMK.nun 409. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına" kelimeleri yazılmak suretiyle kararın HUMK.nun 438/7 maddesi göre düzeltilmesine ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 07.05.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.