Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/1968
Karar no: 1999/3744
Tarih: 10.05.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
 
Taraflar arasındaki davanın Balıkesir 2.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 6.11.1998 tarih ve 1998/463-1998/901 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkil kooperatif üyesi olduğunu, ancak 1996 yılından 4 milyon TL, 1997 Şubat ayı ile 1998 Ocak ayı arası 12 aylık aidat borcu toplamı 332.000.000 TL nin ödenmediğini, kooperatif genel kurulunca aidatların ödenmemesi durumunda %15 faiz yürütülmesine karar verildiğini, davalının birikmiş aidat ve faiz borcu için 743.700.000 TL üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının takipten sonra ana parayı ödediğini ve başkaca borcu bulunmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini, itirazın yersiz olduğunu, zira ödemenin takipten sonra yapılmış olması nedeniyle öncelikle faiz ve takip giderlerinden mahsubu gerektiğini ileri sürerek, itirazın 332.000.000 TL asıl alacak ve 75.000.000 TL gecikme faizi için iptali ile %40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, takibe konu asıl alacağın ödendiğini, müvekkilinin takipten önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle faiz istenemeyeceğini, istenen faiz ve cezai şartın BK. 104 maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, davalının kooperatife olan aidat borcunu icra takibinden sonra ödediği, takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın reddine, %40 icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacı kooperatif üyesi olan davalının, genel kurulca saptanan aidat ve faiz borcunun tahsili için girişilen icra takibine vaki davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği ve asıl alacağında ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kooperatif ile üyesi arasındaki hukuki ilişki Kooperatifler Yasası anasözleşme ve genel kurul kararları ile belirlenmiştir. Davacı kooperatifçe takibe konu yapılan alacağın dayanağı genel kurulda kararlaştırılan aidat ve gecikme zammı kararlarıdır. Dava dilekçesine ekli 12.2.1997 tarihli genel kurulda davalıda hazır bulunmuş ve gündemin 7 maddesi ile aidat miktarı belirlenmiş, geç ödemelerde %15 gecikme zammı alınması oybirliği ile kararlaştırılmıştır. Davalı tarafça, anılan genel kurul kararının iptali cihetine gidilmemiş olduğundan bu karar
kesinleşerek tüm ortaklar bakımından bağlayıcı hale gelmiştir. Genel kurulda saptanan aidatların ödemesinin aylık olduğu belirlendiğine göre, davalının aidat borçlarının ödenmesi için ayrıca temerrüt ihtarına da gerek yoktur. O halde, mahkemece; davalının genel kurul kararı uyarınca belirlenen aidat ve faiz borcunun uzman bilirkişi raporu ile saptanıp, takipten sonraki ödemeleri de BK.nun 84 ve İİK. 58 maddeleri de gözönünde tutularak değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-öte yandan İİK. 67/2 maddesi uyarınca, haksız takip tazminatına karar verilebilmesi için davacının takipte haksız ve kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Davalının takip tarihine kadar kooperatife borçlu olduğu sabit olup, kooperatif yönetimi, genel kurul kararını uygulamakla yükümlü olması nedeniyle davalının borcu için icra takibine girişmesi yasa ve anasözleşme ile kendisine verilen görevin ifasına yöneliktir. Bu nedenlede takipte haksızlık ve kötüniyetten söz etmek mümkün değildir. Mahkemece; davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekir iken yazılı şekilde kabul kararı verilmiş olması da doğru görülmemiş kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda l ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.05.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini