 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1999/1896
Karar No : 1999/6794
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 16.10.1998 tarih ve 1997/800-1998/1176 sayılı kararınYargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 14.9.1999 günde davalı mukabil davacı avukatı Y... ve Y... ile davacı mukabil davalı avukatı F... gelip temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukaltarı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait "Pratik" tescilli markalı ürünü taklit ederek kullandığını ileri sürerek, haksız rekabetin önlenmesini taklit ürünlerin toplatılmasını ve (200.000.000) lira maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin davacının tescilinden çok önce pratik süreklik ürününü pazarladığını, ihtira beratı başvurusunun bazı eksiklikler nedeniyle sonuçlanmadığını savunarak davanın reddini birleştirilen davada ise müvekkilinin pratik sineklik markasını tescilsiz olarak daha önce kullanan ve üretim mezkur hale getirenin kendileri olduğunu, davacının kötüniyetli olarak markayı tescil ettirdiğini ileri sürerek T... Ltd. adına tescilli "pratik" markasının terkinini talep etmiştir.
Birleştirilen dava davalısı T... Ltd.Şti. vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, delil tesbit dosyasına, marka tescil belgesine ve bilirkişi raporuna dayanılarak, pratik markasının davacı adına 5.4.1996 tarihinde tescil edildiği, davalının bu markayı davacı tescilinden önce meşhur ve maruf hale getirdiğini ispat edemediği davalının "pratik" markasını kendi ürünlerinde kullanmasının 556 S.KHK.m.9.hükmüne aykırı olduğu, bu şekilde gerçekleşen haksız rekabetten dolayı (50.000.000) lira maddi tazminatın uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalı ve birleştirilen davanın davacısı M.. Ltd.Şti'nin yetkili müdürü ve %95 paydaşı
M... 'un uyuşmazlı konusu pratik sineklik mamulünü 1994 yılından itibaren "Meadow" firma adıyla ürettiği ve aynı ünvan altında Şubat 1996'da kurduğu davalı şirketin bu faaliyeti sürdürdüğü anlaşılmaktadır. 556 sayılı Markaların Korunması HK.KHK.'nun 16.maddesinde öngörülen anlamda, adı geçen kişi davalı şirketi kurarken "Meadow" tescilsiz markasını koyduğu şirkete devretme yolunda resmi bir işlem gerçekleştirmemiştir. İlke olarak marka devir sözleşmesinin yazılı yapılması sözleşmenin geçerliliği için şart ise de, marka sahibinin içinde bu hakkın da yer aldığı işletmesini bir bütün olarak devretmesi de mümkündür. 556 sayılı KHK.nin 16/II.maddesi uyarınca bir işletmenin aktif ve pasifleri ile birlikte devrolunması (BK,179,180) aksi kararlaştırılmadıkça işletmeye dahil bir unsur olan markanın da devrini kapsar (TTK.11/II). Somut olayda M... 'un kurduğu ve %95 oranda pay sahibi bulunduğu şirkete önceki ticari işletmesini aktif ve pasifi ile devrettiği anlaşıldığından markasını da devrettiği sonucuna varılmalıdır.
M... Ltd.Şti. birleştirilen davada, davacının kendilerince meşhur ve maruf hale getirilen bu markayı hüküm tarihine kadar dahi fiilen hiçbir zaman kullanmadığını, sözkonusu ürünü imal etmediğini, kötüniyetli olarak erken davranıp 5.4.1996 tarihinde bu markayı kendi adına tescil ettirerek M... Ltd.Şti. nin öncelikli marka hakkını etkisiz kılmaya çalıştığını ileri sürerek marka tescilinin terkinini talep etmektedir. Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında M... Ltd.Şti.nin M... 'un şahıs firmasının devamı olduğunun ve firmanın marka hakkını devraldığının ve bunun sonucunda dava hakkının bulunduğunun kabulü ile ilk önce birleştirilen davanın esasına girilip M.. Ltd.Şti.nin korunmaya değer üstün bir hakkı bulunup bulunmadığının saptanması ve sonucuna göre asıl davanın çözüme bağlanması gerekirken, birleştirilen dava davacısı anılan şirketin aktif dava ehliyeti konusunda yanılgılı değerlendirmeyle birleştirilen davanın inceleme dışı bırakılması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı M... Ltd.Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı (birleştirilen dava davacısı) yararına BOZULMASINA, 65.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.9.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.