 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/1725
Karar no: 1999/3691
Tarih: 06.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Kadıköy 3.Sulh Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 19.11.1998 tarih ve 1998/572 -1998/1294 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili sigorta şirketi tarafından kasko sigortası ile sigortalı aracın davalı şirkete ait aracın çarpması sonucu hasarlandığını, davalının % 100 kusurlu olduğunu, sigortalılarına ödenen tazminatın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yapıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına davalının mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; olayın çok araçlı bir kaza olduğunu, kusuru ve hasarı kabul etmediklerini alacak likit olmadığından inkar tazminatının istenemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 40 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delililerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Ancak. icra takibine konu alacak haksız eylemden kaynaklandığına ve miktarı da belirgin olmadığına göre, alacağın gerçek miktarının tesibiti için ya alacaklı ve borçlunun bir anlaşmaya varmaları yada alacağın gerçek miktarının bir mahkeme kararı ile tesbit olunması gerekir. Bu durumda ortada likit bir alacağın bulunduğundan söz edilemeyeceğine göre davacı lehine ayrıca İİK.'nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bencide açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine. 06.05.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.