Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/171
Karar no: 1999/5034
Tarih: 08.06.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
 
Taraflar arasındaki Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek bozmaya uyularak verilen 17.9.1998 tarih ve 1998/545-1998/828 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 8.6.1999 günde davacı avukatı M. Haldun gelip davalılar avukatları tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü :
Davacı vekili, müvekkilinin "SEK" isim ve markasının kullanma hakkını devraldığını, ancak, dava dışı O. Tarım Ürünleri Entegre San.Tic.A.Ş. nin "SEK ÇAY" markasının tescili talebinin davalı tarafından kabul edildiğini, böyle bir tescilin iltibasa neden olacağını, müvekkilinin itirazının davalı tarafından reddedildiğini ileri sürerek, anılan kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
 
Davalı vekili cevabında, "SEK" markasının tanınmış bir marka olmadığını, davacı markasının süt, yoğurt vb. ürünler için tescil edilmiş olup, oysa dava dışı firma başvurusunun sadece çay için olduğunu ve farklı ürünler için aynı markanın tescilinin mümkün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
müvekkili markasının
 
Müdahil O. A.Ş. vekili de "SEK ÇAY ÇAMLICA  FİLİZİ"  olup, iltibas  söz  konusu  olamayacağını savunarak davanın  reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairemizin 16.9.1997 tarihli ilamı ile, "verilen karar ile dava dışı O. A.Ş. nin haklarının etkilenebileceği, bu itibarla, davacı vekiline anılan firmaya karşı da ayrı bir dava açması için önel verildikten sonra, şayet açıldığı takdirde birleştirilerek incelenmesi.." gerekçesi ile bozulmuş olup, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, bu defa Dairemiz 6.3.1998 tarihli ilamı ile ve özetle " ... müdahil markasının 2.7.1996 tarihinde tescil edilmiş bulunması karşısında verilecek kararın müdahilin tescilli markasının iptal ve hükümsüzlüğünü doğuracağı gözönüne alınarak, müdahile bu yönde dava ikamesi imkanı tanınması yolundaki önceki bozma ilamı bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçeleri ile gerekçe değiştirilmek suretiyle bozma yapılmıştır.
Bozma ilamına uyan mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda, davacıya,  O. A.Ş. hakkında dava açması için süre verilmesine rağmen yerine getirilmediği gibi, yerine getirilemeyeceği de açıkça ifade edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Dairemizin 6.3.1993 tarihli bozma ilamı doğrultusunda, mahkemece davacıya süre verildiği halde, davacı vekilinin 17.09.1998 tarihli celsede müdahile karşı böyle bir dava açmayacağını beyan etmiş olması ve esasen, her ne kadar, müdahil O. A.Ş. nin marka tescil başvurusuna, 556 sayılı KH K.nin 4 9 . ve müteakip maddeleri gereğince usulünce itiraz edilip, itirazların sonuçsuz kalması üzerine 53. madde gereğince dava açıldığına göre, davalı idare tarafından müdahil O. A.Ş. nin marka tescil başvurusu ile ilgili işlemlerinin sonuçlandırılmadan iş bu dava sonucunun beklenilmesi gerekirken, marka tescilinin yapılması doğru olmamış ise de, artık, davacının, müdahil O. A.Ş.adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğünü ayrı bir davada talep ve dava edilebileceği nazara alındığında davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddedilerek kararın ONANMASINA, davalılar vekilleri gelmediğinden duruşma vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 596.000-lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08.06.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini