 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/9737
Karar No : 1999/4426
Tarih : 25.5.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.8/3, 67
Taraflar arasındaki Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 30.9.1998 tarih ve 1998/87-1998/482 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 25.5.1999 günde davacı asil Mehmet Özel geldi davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan davacı asil dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı tarafından keşide olunan ve müvekkilinin lehdarı olduğu 980.000.000 lira meblağlı iki adet çek ile ilgili girişilen icra takibinin zamanaşımı nedeniyle iptal edildiğini, çek keşidecisi davalının da söz konusu çekler ile ilgili açtığı menfi tespit davasının reddedildiğini, bu itibarla müvekkilinin alacaklı olduğunun sabit olduğunu, ancak, davalı aleyhine girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının dayandığı ilamın böyle bir borcun mevcudiyetini içermediğini, sadece takibe devam imkanı sağlayabileceğini, oysa önceki takiplerin iptal edildiğini, davacının şirkete verdiği borç para olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, davacının davalı şirkete borç verdiğinin kanıtlanamadığı, davalı şirketin İstanbul temsilcisi olan davacının mal almak için verilen çekleri alıkoyduğu, davacının yemin teklif etme hakkını da kullanmadığı, her ne kadar, davalı kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de, likit olmayan ve her türlü delil ile kanıtlanabilecek böyle bir davada kötüniyet tazminatı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, davacı taraf delilleri arasında icra dosyalarına da dayanmıştır. İİK.nun 8/3 maddesi hükmü gereğince İcra ve İflas Dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir. borçlunun icra dairesinde borcunu kabul etmiş ve sözlerinin altını imzalamış olduğunu gösteren icra tutanağı resmi senet niteliğindedir. ( Prof. Dr. Baki Kuru. Hukuk Muhakemeleri Usulü C.II Sh 1464 )Somut olayda davalı taraf, sözkonusu çeklere dayalı olarak girişilen icra takibi sırasında ( Kayseri 4.İcra 89/1792 ve 3.icra 89/2617 )ve 5.4.1990 tarihli haciz tutanağında, davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi tarafından borcun kabul ve ikrar olunduğu ileri sürülüp, ilgili haciz tutanakları ibraz edilmiş olduğuna göre, mahkemece, bu yöndeki iddia ve deliller üzerinde durulup, değerlendirme yapılması ve elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
3-Yukarıda açıklanan bozma şekil ve sebebine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( l ) nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 3 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.5.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.