 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/9395
Karar No : 1999/845
Tarih : 15.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın İstanbul Asliye 2.Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 23.6.1998 tarih ve 1251-890 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan A. Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı arasında yapılan abonelik sözleşmesine göre decoderin kullanım yerinin D. Restaurant olmasına rağmen T fişi çekmek suretiyle S. oteline izinsiz olarak aktarıldığını, bu hususun noter tutanağı ile iki kez tespit edildiğini, davalının da bu konuda ikrarının bulunduğunu, bu durumun sözleşmeye aykırılık olduğunu, sözleşmenin 15.3 maddesine göre hesaplanan 574.000.000 lira cezai şart ile 143.000.000 lira işlemiş faizin tahsili için icra takibine başladıklarını, itiraza uğradığını beyanla itirazın iptaline ve 717.000.000 lira toplam alacağın takip tarihinden itibaren ticari faiz ile davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, cezai şartın ilamsız takiple talep edilemeyeceğini, yargılamayı gerektirdiğini, dayanak sözleşmenin geçerliliği kalmadığını 16.8.1996 tarihinde yeni bir işyeri abonelik sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme yapılırken davacı şirketin ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin abonelik bedelini tahsil ettiğini, istenen cezai şartın fazla olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, %40 tazminata hükmedilmesin! savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre tarafların 16.8.1996 tarihinde yeni bir sözleşme yaptıkları, bunun eski sözleşmenin feshi anlamına geldiği, zira eski sözleşme süresi dolmadan yeni bir sözleşmenin yapılmış olduğu, feshedilen sözleşmeye göre cezai şart talep edilemeyeceği, davacının birinci sözleşme yönünden cezai şartla ilgili hakkını ikinci sözleşme yapılırken saklı tutmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir,
Taraflar arasında yapılan 15.11.1995 tarihli sözleşmeye göre 15.3 maddede düzenlenen cezai şart, BK.nun 158.maddesinde düzenlenen ifaya bağlı bir cezai şart değildir. Davacı şirketin 15.11.1995 tarihinde yapılan ilk sözleşmeden sonra 25.2.1996 ve 10.7.1995 tarihlerinde noter tutanakları ile akte aykırılığı tespit ettirerek 26.7.1996 tarihinde icra takibine başladığı, davalının talebi ile 16.8.1996 tarihinde yapılan ikinci sözleşmenin takipten sonra olduğu, davacının ilk sözleşmeden doğan alacağını almak amacıyla ikinci sözleşmeden önce takibe başlamış olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.02.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.