 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/9187
Karar No : 1999/993
Tarih : 18.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Zonguldak Asliye 2.Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 2.6.1998 tarih ve 140-294 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili. müvekkilinin "C.. TİCARET" ticari unvanı ile halı ve mobilya üzerine ticari faaliyette bulunduğunu, davalının da aynı unvan ile aynı alanda ticari faaliyette bulunması üzerine kendisinin uyarıldığını, bunun üzerine davalının "özlem Halı" unvanını yazdırmasına rağmen bilahare kötüniyetli olarak "H.. Ç.." unvanını kullanmaya başladığını, bu hususun unvana tecavüz ve haksız rekabet olduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin tespit ve menini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, "Çibo" sözcüğünün soyadı olup, yeterli ayırdedici ek yapıldığını, haksız rekabet bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, haksız rekabetin maddi ve hukuki şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ticaret unvanına tecavüz nedeniyle haksız rekabete ilişkin olup, davacının daha önce 29.12.1993 tarihinde tescil ettirdiği ticaret unvanının "Çibo Ticaret Hasan Çibo" ve davalının da, daha sonra 24.1.1997 tarihinde tescil ettirdiği ticaret unvanının "Has Çibo Ticaret" olduğu hususları ihtilafsızdır.
TTK.nün 43/1 maddesi gereğince, hakiki şahıs olan tacirin ticaret unvanını, 48 inci maddeye uygun olarak yapabileceği ilaveler ile kısaltılmadan yazılacak ad ve soyadından oluşur ise de, yine anılan yasa maddesinin ikinci bendi gereğince, ticaret
unvanına aynı sicil dairesinde daha evvel tescil edilmiş olan unvanlardan açıkça ayırdetmeye yarayacak ilavelerin yapılması mecburidir. Gerçek kişi tacirin kendi soyadı dahi olsa, ticaret unvanında kullanacağı sözcük ve eklentilerini iyiniyet kurallarına uygun kullanma zorunluluğu vardır. Somut olayda, tarafların akraba oldukları hatta ad ve soyadlarının dahi aynı olduğu anlaşılmakta olup, daha önce, davalının davacının ticari unvanı ile aynı olan "C.. TİCARET" unvanını kullandığı, uyarı üzerine unvanını "özlem Halı" olarak değiştirmiş ise de, bilahare tekrar ilk ticaret unvanının başına "Has" sözcüğünü ekleyerek "Has Cibo Ticaret" unvanı kullanmaya başladığı anlaşılmaktadır. Davacının ticaret ünvanındaki kök ve vurgu kelime "CİBO" olup, tarafları aynı sicil bölgesinde ve aynı alanda ticari faaliyet gösterdikleri de nazara alındığında davalı eyleminin, sırf davacının önceden tescilli ticari unvanı ile iltibas yaratmaya yönelik iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun kabulü gerekir. Nitekim Dairemizin yerleşmiş içtihatları ile de, kök ve vurgu kelimelerinin başına getirilen "Has", "Yeni", "Lüks" gibi sözcüklerin yeterli ayrımı yapmaya elverişle olmadığı benimsenmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı eyleminin davasının tescilli ticari unvanına tecavüz ve dolayısıyla haksız rekabet olduğunun kabulü ile, bu ilkeler çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.02.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.