 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8751
Karar No : 1999/475
Tarih : 04.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 9.7.1998 tarih ve 135-728 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi D. Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı sigorta şirketine kara taşıtları müşterek sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın kaza yaparak hasarlandığını ileri sürerek 120.000.000 lira hasar bedelinin olay tarihinden itibaren reeskont oranında temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, temerrütün dava tarihi ile gerçekleştiğini, yasal faiz istenmesi gerektiğini, davacının önce ağaca sonra kamyonete çarptığından bahisle iki ayrı müracaatı olduğunu, 2 ayrıda kaza tesbit tutanağı olduğunu, davacının ikili ayrıma rağmen emniyete sorulduğunda ağaca çarpmasının doğru olduğu, diğer tutanağın sehven düzenlendiğinin bildirildiğini ancak nedeninin açıklanmadığını, bu durumda gerçek olmayan bir olaya dayanılarak ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından olayın davacının önündeki araca arkadan çarparak hasar meydana geldiği ikinci tutulan tutanağa sehven 19.5.1995 tarihinin yazıldığı olay tarihinin 18.5.1995 olduğu, tazminatın, sigorta genel şartları çerçevesinde kaldığı ve davalının da bunun aksini ispat edemediği ayrıca ekspertiz raporunun kaza tarihinde davalıya ihbar edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 92.163.949 liranın olay ve ihbar tarihi olan 18.5.1995 tarihinden itibaren değişen oranlı,reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacıya ait aracın 2.2.1995-1996 dönemi için davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalandığı kasanın bu dönem içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. HGK"nun 1998/11-872 E.1998/905 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1. maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalışması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan, TTK.1282.maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281.maddesi hükmüne göre kural olarak, rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin kasko sigortası genel şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı kasko poliçesi genel şartlarının 1-5.maddesi ve TTK.nun 1292/3.maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda, davacı sigortalının kazası hakkında 15.715 nolu ve 18.5.1995 günlü ağaca çarpma, 15.863 nolu 19.5.1995 günlü arkadan çarpma nedenleri ile 2 ayrı kaza tesbit tutanağı düzenlenmiştir. Davacı 19.5.1995 günlü arkadan çarpma tutanağının doğruluğunu, davalı sigorta şirketinin aldığı ekspertiz raporunda ağaca çarpmanın doğru olmadığı belirtilmiş ve mahkemece emniyet müdürlüğüne yazdığı yaza cevabında ağaca çarpmaya ilişkin tutanağın doğruluğu belirtilmiş, hatta IS.5.1995 günlü tutanağı tutan polis memuru tutanağın doğru olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, aracına arkadan vurulan şahsın tanıklığına ve 19.5.1995 günlü tutanağa itibar edilecek hüküm tesis edilmiştir.
Dosyada, kaza tesbit tutanaklarının hangisinin geçerli olduğu konusu açıklığa kavuşmamıştır. Kazanın olduğu gün ve şekli bakımından çelişki giderilmemiştir. O halde, mahkemece, kaza tesbit tutanaklarının zabıt mümzileri, dinlenerek, tarafların bu konudaki delilleri toplanarak geçerli olan kaza tutanağı tesbit edilerek sonucuna göre hüküm tesis gerekirken yazılı olduğu şekilde çelişki giderilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.02.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.