Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8612
Karar No : 1999/315
Tarih : 01.02.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Taraflar arasındaki davanın Adana Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 24.6.1998 tarih ve 520-722 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait işyerinin davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda oluşan zararın davalıdan tahsili amacıyla açılan davanın sonuçlandığını, bu davada fazlaya ilişkin hakların saklı tuttuklarını beyan ederek bakiye (614.000.000)lira mal bedeli, (609.000.000) lira %15 KDV olmak üzere 1.223.000.000 liranın 15.5.1995 tarihinden itibaren işleyecek %98 ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında, taraflar arasında görülen ilk davada alınan iki bilirkişi raporunun da maddi hatalarla dolu olduğunu, davacının KDV ve faiz istemlerinin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, taraflar arasında daha önce görülüp karara bağlanan davada davacının zararının KDV hariç 4.064.416.173 lira olarak belirlenip, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 3.450.000.000 liranın tahsiline karar verildiği böylece davacının bakiye 614.000.000 lira alacağı bulunduğu, KDV'nin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 614.000.000 liranın 15.5.1995 tarihinden itibaren işleyecek yasal %30 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, TTK.nun 1299/2.maddesi uyarınca sigortalı menfaatin rizikoya uğraması nedeniyle bedelinin tahsili istemiyle açılmış olup, davacı vekilince asıl davada sigorta tazminatıyla birlikte zayi olan malın KDV'side talep edilmiş, ancak kesinleşen kararda bu hususta olumlu, olumsuz herhangi bir karar tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda bu kaleme ilişkin olarak kesin hükümden söz etme olanağı bulunmadığına göre, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/1.maddesi uyarınca ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslimlerin bu verginin konusunu
oluşturmasına, aynı yasanın 3/a. maddesi uyarınca vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun işletmeden çekilmesinin teslim sayılacağının belirtilmesine, 20.maddede teslim işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğunun açıklanmasına ve davacının ticari işletmesine dahil etmek üzere zayi olan mal yerine koyacağı malında KDV'sini de ödemek zorunda bulunmasına göre davacı yararına zayi olan mal bedeline ilişkin KDV'ninde hüküm altına alınması gerekirken, poliçede KDV'nin teminat altına alınmadığından bahisle bu kaleme ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Diğer taraftan, davacı, davalı ile arasındaki sigorta sözleşmesine dayalı olarak istekte bulunduğuna ve TTK.nun 3.maddesi uyarınca bu tür sözleşmelerin ticari iş niteliğine haiz olmalarına 3095 sayılı Yasanın 2/3.madde ve fıkrasında ticari işlerde reeskont oranında gecikme faizi istenebileceğine, Dairemizin kökleşen uygulamasına göre davacı talebinin de reeskont oranında temerrüt faizi istemini içermesine nazaran, davacının reeskont oranında gecikme faizi isteminin kabulü gerekirken, yasal oranda gecikme faizine hükmolunması da doğru olmadığından kararın bu nedenle dahi davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
4-Ancak, davacı, ilk davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi talepte bulunmuş olup, kesin hüküm ancak kısmi dava için geçerlidir. Anılan dava dosyasında mevcut her iki bilirkişi raporu davacının uğramış olduğu gerçek zarar miktarını farklı hesaplamış mahkemece bu çelişki giderilmeksizin ve ilk kararda zararın değerinin tesbitine ilişkin bir hükümde yer almamasına rağmen, gerçek zarar miktarının neden 22.5.1997 günlü bilirkişi raporuna itibar edilerek belirlendiği de gerekçelendirilmemiştir. Bu durumda mahkemece, gerçek zararın tesbiti açısından yeniden bilirkişi raporu alınması ve asıl dava dosyasında aldırılan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve oluşacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı olduğu şekilde çelişkili bilirkişi raporuna dayanılarak karar oluşturulması doğru olmamış ve hükmün açıklanan nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 01.02.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini