 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8596
Karar No : 1999/3326
Tarih : 27.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki Pazaryeri Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 2.4.1998 tarih ve 1998-5-98/31 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 27.4.1999 günde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, bozma imalathanelerini müvekkiline devreden davalıların 1.4.1995 tarihli taahhütname ile bu işi, Pazaryeri ilçesi ve dışında yapmamayı taahhüt ettikleri halde bu taahhütlerine uymadıklarını ileri sürerek, sözleşme gereği toplam altı milyar lira cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, taahhütnamenin, müvekkillerinin iktisadi özgürlüğünü kısıtlayıcı ve ahlaka aykırı olduğundan geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece,iddia ve savunmaya toplanan delillere nazaran, bozma imalat ve satışı yapan davalıların, işletmelerinin bir kısmını davacılara devrederek 31.3.1995 tarihli taahhütname ile ülkenin hiçbir yerinde boza imalat ve satışı yapmayacaklarını aksi halde birer milyar lira ödemeyi kabul ettikleri halde 1996 yılı sonlarında boza imalat ve satışına devam ettikleri, yurt çapında böyle bir taahhüdün geçersiz isede, davacıların bulunduğu yerde böyle bir taahhüdün geçerli olduğu, bu itibarla sözleşmenin bu şekilde sınırlı olarak kabulü gerekeceği sonucuna varılarak, her bir davalıdan iki milyar lira olmak üzere toplam altı milyar liranın dava tarihinden yürütülecek reeskont oranında temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğine hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, dava sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsiline ilişkin olup, davalılar 31.3.1995 tarihli Taahhütname ile, 1.4.1995 tarihinden itibaren ülkenin hiçbir yerinde boza imal işini yapmamayı, aksi halde cezai şart ödemeyi kabul etmişlerdir. Mahkemece sözleşme tümüyle geçersiz kabul edilerek davanın reddine ilişkin verilen ilk karar, Dairemizin 25.11.1997 tarihli ilamı ile, sözleşmenin "Pazaryeri" ile sınırlı geçerli olduğu gerekçesi ile bozulmuştur. Sözleşme ile, davalıların boza işi ile ilgili ticari faaliyetleri tüm ülkede yasaklandığını, böyle bir yasaklamanın davalıların çalışma hürriyetlerini ve ekonomik varlıklarını tehlikeye sokması karşısında geçersiz olmasına ve ancak, yasaklamanın mahkemece uyulan bozma ilamında da belirtildiği gibi,"Pazaryeri" ile sınırlı ve dolayısıyla da, sözleşmenin sınırlı geçerli olduğunu kabul edilmesine göre, mahkemece; her ne kadar TTK.nün 24 ncü maddesi hükmü uyarınca tacirler arasında kararlaştırılan cezai şartın tenkisi mümkün değilse de yukarıda açıklanan özellik dikkate alınarak hüküm altına alınan cezai şartında bu ilkeler dahilinde sınırlı olarak kabulü ile bir oranlama ve indirim yapılması gerekirken, cezai şartın tamamına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-öte yandan, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre bir nisbet belirtilmeden sırf ticari faiz istenilmesi halinde hüküm altına alınabilecek faiz nispeti 3095 sayılı Kanunun 1.maddesinde belirtilen yasal faiz nispeti olup, davacı dava dilekçesinde ticari faiz talep ettiğine göre mahkemece anılan yasanın 1.maddesinde belirtilen yasal faize hükmetmek gerekirken talep aşılacak şekilde reeskont oranında temerrüt faizine hükmedilmesi de isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, taraf vekilleri duruşmaya gelmediğinden duruşma vekillik ücreti taktirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.04.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.