 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8388
Karar No : 1998/7861
Tarih : 16.11/1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 16.Hukuk Mahkemesince verilen 2.12.1996 tarih ve 317-853 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı şirket vekili ile diğer davalı Fatoş Ş... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu kerre ikmalen gelmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin çok iyi konumda olan bir şirket olup, davalıya ait "Siyah-Beyaz" adlı gazetenin 22.3.1996 gün ve 10584 sayılı nüshasında haksız ilaç zammı elde edebilmek için Sağlık Bakanlığında üst düzey bürokratlara rüşvet vererek araba verildiğinin yazıldığını, yazı içeririnden müvekkilinin rüşvetçi bir teşekkül olduğu izlenimi yaratılarak, itibarının rencide edildiğini ileri sürerek (5.000.000.000.) TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu yazının özelliği nedeniyle belgelenmesi mümkün bulunmadığından, "Kulis" köşesinde ve arka sayfalarda yer aldığını, haberde gerçeklik, kamu yararı ve toplumsal ilgi, güncellik, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık bulunması nedeniyle kişisel değerleri zedelese dahi hukuka uygun olduğunu, kişilik haklarının basın yoluyla ihlal edilebilmesi için BK.nun 41.maddesinde öngörülen kusur şartının gerçekleşmesinin gerektiğini haberin bir gazeteciden beklenen ortalama hareket tarzına uygun olarak, gereken özen gösterilerek, haber içeriğinin uygun ve amacı aşmayan bir haber dili ile verilmiş bulunduğunu bu nedenle kusur koşulunun gerçekleşmediğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Fatoş Ş... Yaşar'ın ise adresi tesbit edilmediğinden ilanen tebligat yapılmış, davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara göre davalının davaya konu yazı ile davacının rüşvet vererek zam aldığını ileri sürerek kişilik haklarına saldırıda bulunduğu dosyaya bu konuda delil ibraz edilemediği, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının çok iyi olduğu gerekçeleriyle, (1.000.000.000; TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili ile diğer davalı Fatoş Şanlıoğlu tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, davacı şirketin kişilik haklarının basın yoluyla ihlal olunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalıların manevi tazminat ödemeleri yönünde hüküm tesis edilmişse de, haberin yazarı olan davalı F.Ş...'na dava dilekçesinin adresi yeterli sayılabilecek bir araştırmaya girilmeksizin Tebligat Kanununun 28.maddesine göre ilanen tebliğ olunduğu ve bu şekilde bu davalının davaya cevap verme hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Davalı Fatoş temyiz dilekçesi ile davaya konu yazının yazarı olmadığı ve yazının ismiyle basılması üzerine işveren gazete ile aralarında anlaşmazlık çıktığını, iş akdinin de bu nedenle feshedildiğini belirttiğine göre davalıya bu savunma hakkı tanınmaksızın ve ileri sürülen bu hususlar araştırılmaksızın aleyhine hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
2-öte yandan, gerek doktrinde ve gerekse uygulamada benimsenen baskın görüşe göre, haber verme hakkı gerçeklik, kamu yararı ve toplumsal ilgi, güncellik, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Eğer bir haber bu temel kurallardan birine ters düşerse bu takdirde hakkın hukuka uygunluğundan söz edilmesi olanağı kalmayacaktır. Davaya konu haberin mahiyeti itibariyle, davalı hakkında otomobillerin rüşvet olarak ilgili bakanlıkta çalışan bürokratlara verildiği iddiası dışında hakareti içerir bir beyan taşımamaktadır. Anılan haberin niteliği itibariyle kamu yararı ve toplumsal ilgi, güncellik, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık unsurların taşıdığı tartışmadan uzaktır. Bu durumda davalı gazete vekilince haberin gerçeklik unsuruda taşıdığı ileri sürüldüğüne ve buna ilişkin olarak dönemin bakanı tarafından soruşturma açıldığınızı ve bu haberin diğer gazetelerde de yer aldığının bildirilmesinde göre, davalıya haberin gerçek olduğunu ispatlaması açısından ispat hakkının tanınması, ilgili bakanlıktan böyle bir soruşturma olup, olmadığının ve varsa sonucunun belirlenmesi gerekirken bu husus üzerinde hiç durulmaksızın yetersiz araştırma sonucu oluşturulan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalılardan Fatoş Ş... Yaşar'ın, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle Ö... Medya Yayıncılık A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 16.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.