 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8157
Karar No : 1999/2843
Tarih : 15.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki İstanbul Asliye 10.Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 22.6.1998 tarih ve 396-269 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 13.4.1999 günde davalı muk. davacı avukatı Onur gelip davacı muk. davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Seyfi Çezmeci tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, annesi Arife'yi davalıya sağlık sigorta poliçesi ile sigorta ettirdiğini, sigortalının rahatsızlanması nedeniyle hastanede tedavi gördüğünü, davalı sigorta şirketinin başvuru formunda eksik beyanda bulunulduğunu iddia ederek sigorta sözleşmesini feshettiğini, oysa hipertansiyon hastalığının beyan edildiğini ve sonradan açıklama da yapılarak davalıya ek prim ödendiğini, 1.328.000.000 TL tedavi giderlerinin müvekkilince hastaneye ödenmiş bulunduğunu ileri sürerek bu meblağın 26.7.1996 tarihinden itibaren reeskont oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sigorta başvuru formunda beyan edilen hipertansiyon hastalığı konusunda eksik ve yanıltıcı bilgi verildiğini, sonradan tedavi sırasında bu hastalığın çok daha ileri boyutlarda olduğunun anlaşıldığını ve bu durumun sigortalamaya engel olduğunu, ayrıca özel şartların 12/20 md. uyarınca koroner by pass, invaziv teşhis yöntemlerinin poliçenin ilk yılında teminat kapsamında olmadığını, gizleme nedeniyle Hastalık Sigortası Genel Şartları uyarınca akidden cayıldığını savunarak davanın reddini istemiş, karşılık davasında da, müvekkili sigorta şirketince hastaneye 327.276.661 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek bu meblağın karşılık davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre; davalı sigorta şirketinin Arife'yi sağlık sigorta poliçesi ile sigortaladığı, sigortalının yüksek tansiyon hastalığının davalı sigortacıdan gizlenmediği ve bu hastalık nedeniyle davalıya sürpirim ödendiği, davalının hastaneye yazdığı yazıda masrafın tamamının karşılanacağının beyan edildiği, sigortalı için davacının ödediği tedavi giderleri tutarının 1.219.768.793 TL olduğu, davalının hastaneye tedavi gideri ödediğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle 1.219.768.793 TL nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, karşılık davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı (karşılık davacı) vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve sağlık bildirim formunda sigortalının hipertansiyon hastalığının bulunduğu beyan edilmiş ve bunun için sürprim ödenerek sigorta sözleşmesi yapılmış olmakla, eksik ve yanlış beyan söz konusu olmadığından sigorta sözleşmesinin geçersiz olduğu ileri sürülemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, sınırsız sağlık sigortası özel şartlarının 12/20 maddesinde koroner, by pass, anjiaplasti, invaziz teşhis yöntemleri vd. giderlerinin poliçenin ilk yılında teminat kapsamında olmadığı hususu düzenlenmiş bulunmakta olup, davalının bu yöne ilişen savunması üzerinde durulmamıştır. O halde, mahkemece sigortalının hastaneye her iki yatışı ile ilgili olarak, yatış veya tetkik tarihleri ve tedavi giderlerinin hangi hastalık için yapıldığı hastaneden sorulmak ve varsa taraflardan bu hususta delillerini ibraz ettirmek suretiyle belirlenmeli, yapılan hastane giderlerinin (asıl dava ve karşılık dava yönünden) sigorta özel şartlarının istisnalar bölümü 12/20 maddesine göre teminat dışında kalıp kalmadığı hususunda aynı bilirkişi heyetinden veya başka bir heyetten rapor alınarak sonucu çerçevesinde bir hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 30.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.04.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.