 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8006
Karar No : 1998/7207
Tarih : 27.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 5.Ticaret Mahkemesince verilen 16.7.1998 tarih ve 660-738 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili. davalının ödenmeyen aidat borçları için aleyhine girişilen icra takibine itiraz ettiğini ileri, sürerek itirazın iptalini, %40 inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin, kooperatifin inşaatı biten dairelerinden rayiç değeri üzerinden konut alarak üye olduğunu. borcu bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece verilen karar Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak, 7.5.1994 tarihli genel kurulda davalı konumundaki üyelerin döviz alma tarihinden önceki borçlardan sorumlu olmadıkları, bu durumun kazanılmış hak teşkil ettiği, anılan ilke uyarınca alınan rapor uyarınca davalının borçlu olduğu gerekçesiyle davalının takibe yönelik itirazının iptaline, %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdir inde "bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsam dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, bilirkişi raporları alınmış ise de, alınan raporlar, aynı konudaki davalara da emsal olmak üzere oluşturulan, Dairemizin 9.2.1998 gün ve Esas 1997/9953, Karar 1998/642 sayılı bozma ilamına uygun değildir.
Davalı konumundaki üyelerin üye oldukları tarih olan 20.10.1993 tarihinden önceki borçlara katılmayacakları 7.5.1994 tarihli genel kurula karar altına alınmış, eski borçların ayrımının yapılması konusunda da yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Ne var ki, kooperatif yönetim kurulu borç ayrımını yapmadan, bir dönem için davalı konumundaki üyelerden %50 oranında indirimli aidat tahsili yoluna gitmiş, daha sonra bu uygulamadan vazgeçerek, 19.2.1995 tarihli genel kurulda belirlenen aidat miktarına davalı konumundaki üyelerin aynen iştirak etmeleri istenilmiştir. Bu durum, kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olduğu gibi davalı konumundaki üyeleri 20.10.1993 tarihinden önceki borçlardan sorumlu tutulacak niteliktedir. Oysa davalı konumundaki üyelerin 20.10.1993 tarihinden önceki kooperatif borçlarına iştirak ettirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, kooperatifin 20.10.1993 tarihinde önceki borçlarının saptanması gerekmektedir.
Mahkemece, bilirkişi aracılığı ile davacı kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, öncelikle 20.10.1993 tarihi itibariyle, davacı kooperatifin, davalı konumundaki üyeler dışındaki kooperatif üyelerinden tahsil etmesi gereken borç miktarı saptanmalı, bu borç tasfiye edilinceye kadar davalı konumundaki üyeler bu borca iştirak ettirilmemelidir. ikinci olarak, davacı kooperatifin yukarıda açıklanan (ve eski üyelerin sorumlu olduğu) borçlar dışında 20.10.1993 tarihinden sonra tahsili öngörülen ve dava konumundaki üyeler dahil tüm üyelerin
ödetmeyecekleri aidat miktarı saptanarak, varsa davalı ödemeleri de gözönüne alınıp hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan incelemeye dayalı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda l nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.10.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.