Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/7997
Karar No : 1999/2098
Tarih : 12.03.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
 
Taraflar arasındaki İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 1.6.1998 tarih ve 468-955 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 2.3.1999 günde davacı avukatı Ahmet ile davalı avukatı Sezai gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı İtalyan şirketi DE RİGO SPA ya ait tüm Dünyada ve Türkiye'de tescilli Police, Sting ve Vogart markalarının Türkiye distribütörü ve lisans hakkı sahibi olduğunu, dolayısıyla bu markalı ürünlerin Türkiye'de satım ve dağıtım işinin müvekkiline ait olduğunu, davalının da aynı markalı gözlükleri her nasılsa temin edip pazarladığını, bu hususun müvekkilinin marka ve lisans haklarına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin tespit ve menine, davalı elindeki ürünlerin toplatılmasına, ilana karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, iddianın hangi hukuki temele dayandırıldığının açık olmadığını, davacıya tekel hakkı tanıyan bir sözleşme bulunmadığını, orjinal ve mevzuata uygun olarak ithal edilen malların satış ve pazarlanmasında yasaya aykırılık bulunmadığını, rekabetin önlenmesi hakkındaki yasa hükümlerine göre böyle bir iddianın dinlenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, davacı ile üretici İtalyan firması arasındaki tek satıcılık sözleşmesi gereğince sözleşme konusu markayı taşıyan ürünlerin başkası tarafından ithal ve pazarlanmasının haksız rekabet teşkil ettiği, uyuşmazlık konusu ürünlerin Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun ve buna ilişkin
tebliğ hükümlerinin getirdiği muafiyet kapsamında olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, haksız rekabet konusu "Police" marka gözlüklerin toplanmasına ve ilana karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının münhasır lisans sözleşmesi yaptığı "Police" "Vogart" ve "Sting" gözlüklerinin DE Rigo SPA adına Dünya'nın bir çok ülkesinde tescilli olduğu, bunlardan "Police" markalı gözlüğün 12.8.1991 tarih ve 131645 numara ile, "Vogart" markasının 12.8.1991 tarihinde 130864 numara ile "Sting" markasının 29.10.1993 tarihinde 147732 numara ile ve 10 yıl geçerli olmak üzere Türkiye'de marka siciline tescil edildiği De Rigo SPA (Lisans veren) ile davacı S. Dış Ticaret-Semih (lisans alan) arasında 5.6.1996 tarihinde münhasır Ticari Marka Lisans sözleşmesi yapıldığı ve bu anlaşmanın feshedilmedikçe her yıl kendiliğinden yenilendiği, bu sözleşme gereği mezkûr markalı ürünlerin Türkiye'ye ithali ve bütün Türkiye sathında pazarlama tanıtım ve reklamının davacı firma tarafından yapılacağı, lisans sözleşmesine göre bu markalara karşı haksız rekabet ve markaya tecavüz hallerinde davacının tek başına dava açabileceği ve bu lisans sözleşmesinin TPE ye tescil ettirildiği anlaşılmaktadır.
Kadıköy 17. Noterliği' nin tesbitine, davacı vekilinin 19.09.1997 tarihli dilekçesinin 4. bendine ve bilirkişi görüşüne göre davalı tarafından piyasaya satış için sunulan gözlüklerin
tümünün 1996 ve 1997 model olup 1996 ve 1997 kreasyonuna ait mallar olduğu, davalının dükkanında sattığı "Police" markalı gözlükler ile davacının lisans sahibi bulunduğu "Police" markalı gözlüklerin gözlük numunesi, kılıfı, şekil, ebat, dizayn bakımından davacı numunesi ile aynılık gösterdiği tartışmasız bulunmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki açıklamalarında "Police" markalı güneş gözlüklerinin Türkiye'de münhasır lisans sahibi olduğunu, bu gözlüklerin Türkiye'ye ithalatının ve pazarlama yetkisinin kendilerinde bulunduğunu, müvekkilinden izin alınmadan bu gözlüklerin menşe ülkesinin
dışında başka ülkelerden ithalinin ve Türkiye'de satılmasının mümkün olmadığını, davalının davacıya ait Police markalı güneş gözlüklerinden aynısını kendilerinden satın alınmadan ve
muvafakatleri dışında pazarladığını ileri sürerek bu eyleminin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürmüştür.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde doğru bir sonuca varılabilmesi için somut olayın markalar hakkındaki K.H.K. ve haksız rekabet kuralları karşısındaki durumun incelenmesi gerekir.
556 sayılı K.H.K. nin 9/II maddesinin (c) bendinde, markayı taşıyan malın ithali veya ihracının, münhasıran marka sahibine ait bir yetki olduğu gösterilmiştir. Dolayısıyla bu markanın aynı ya da benzeri olan bir işareti taşıyan malların bir başka kişi tarafından ithali ya da ihracı, ilke olarak marka hakkına tecavüz teşkil edecektir (K.H.K. 61/a). K.H.K. nin 9/II maddesinin (c) bendi ile Türk iç pazarına hiç sunulmamış olan malların ithali kabul edilmiştir münhasır lisans pazarına ithal veya ihracının marka hakkına tecavüz oluşturacağı . Marka sahibi veya onun izni ile tek satıcı veya hakkı sahibi tarafından markalı emtia Türk iç edilip sunulmasından sonra aynı markalı malın 3. kişiler tarafından yurt dışından ithali halinde durumun ne olacağının tartışılması gerekir.
556 sayılı K.H.K. nin 13/1 ve bu maddenin mehazı olan 89/104 Sayılı Yönerge'nin 7.1 maddesinde "marka sahibi tarafından veya onun izni ile markayı taşıyan malların piyasaya sunulmasından sonra marka sahibi, markanın bu mallarla ilgili olarak kullanılmasını yasaklayamaz" hükmü getirilmiştir. Buna uygulamada ve yasal düzenlemede marka hakkının tüketilmesi kavramı denilmektedir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için yukarıda da değinildiği üzere tescilli markayı taşıyan malların marka sahibi tarafından veya onun izni ile Türkiye'de piyasaya sunulmuş olması gerekir. Markalı malların Türkiye'de piyasaya sunulmasından sonra marka hakkı sahibi, bu malları yurt dışına satar (veya yurt dışında menşe ülkeden başka bir ülkede üretirse) bunların üçüncü kişiler tarafından yurt dışından satın alınarak Türkiye'ye ithaline (parallelimport) engel olamaz. Aynı ilke yabancı markayı taşıyan malların Türkiye'de tek satıcısı (münhasır lisans sahibi) durumunda olan ve marka sahibinin izniyle bu markayı adına tescil ettirmiş bulunan kişi bakımından da geçerlidir. Ancak, K.H.K. nin 13/11 maddesi uyarınca marka sahibi, malların piyasaya sunulmasından sonra üçüncü kişiler tarafından başka ülkelerden ithalinden sonra değiştirilerek veya kötüleştirilerek malın özgün niteliğinin değiştirilerek ticari amaçla kullanılması halinde bunu önleme yetkisine sahiptir (Bak. Prof.Dr.Sabih Arkan, Marka Hakkının Tüketilmesi, Prof.Dr.Ali Bozer'e Armağan sn.202 vd).
Bu ilkelere göre, davacı gözlükleri ile ayniyet arz eden orjinal vasıfta olup taklit olmayan gözlükler, kanuni prosedüre uygun olarak menşe ülkesinden başka ülkelerde üretilip o ülkelerden Türkiye'ye ithal edilmesi halinde, ithalatçı tarafından satılması veya ithalatçı firmadan fatura karşılığı satın alınıp satışa arz edilmesi halinde 556 sayılı K.H.K. nin 9/II,c maddesi uygulanmayacaktır.
Türkiye'de veya yurt dışında taklidi imal ve ithal edilip satılan veya yurt dışından orjinal ithal edilmekle birlikte Türkiye'de değiştirilerek veya kötüleştirilerek malın özgün niteliğinin değiştirilmesi, kanuni prosedüre uygun olmayarak ithal edilip yurda kaçak sokulması halinde ve elde bulunan orjinal emtianın ne şekilde bulundurulduğunun kanıtlanmaması durumunda bu eylemler marka hakkına tecavüz teşkil edecektir.
Öte yandan, mahkemece davanın kabulüne dayanak yapılan hukuki nedenlerden biri de, Rekabetin Korunması Hakkındaki 4054 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi hükmüne dayanılarak Rekabet Kurulu'nca çıkartılmış bulunan Tek Elden Dağıtım Anlaşmalarına ilişkin 1997/3 sayılı Grup Muafiyeti Tebliği'dir. Anılan yasa hükmüne göre, Rekabet Kurulu gerek istem üzerine ve gerekse grup içinde mütalaa edilebilen teşebbüsler bakımından, yine bu yasa hükmünde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde, teşebbüsler arası anlaşma veya uyumlu eylemler hakkında sözü geçen yasanın 4 ncü maddesindeki yasaklamalar dışında tutabilen karar verebileceği gibi, aynı amaçla gruplar bakımından tebliğ de yayımlayabilir. Bu tür karar veya tebliğler o karar veya tebliğ kapsamında kalan teşebbüsler bakımından sonuç doğururlar. Yoksa, bu karar ve tebliğler üçüncü kişilerin bu tebliğ veya karar kapsamında kalan teşebbüslerle olan ilişkilerinde yasaklayıcı veya rekabeti önleyici hükümler getirilemez.
Nitekim yukarda sözü edilen grup muafiyet tebliği hükümlerinin 3 ncü maddesinde de getirilen muafiyetin, tek elden satım anlaşmalarında taraf olanlar yani (sağlayıcı) ile (tek elden dağıtıcı) ilişkisi bakımından getirildiği açık bir şekilde hükme bağlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu tebliğe yanlış anlam verilerek, tebliğ kapsamında kalmayan davalı üçüncü kişi bakımından uygulanması da isabetli görülmemiştir.
Durumun tek satıcılık veya münhasır lisans sözleşmesi bakımından özelliklerine gelince; burada özellikle Tek Satıcılık kavramı üzerinde de durmak gerekir. Öğretide benimsendiği üzere tek satıcılık sözleşmesi yapımcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen, çerçeve niteliğinde ve sürekli bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile yapımcı ürünlerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında göndermeyi, buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına satarak bu malların sürümünü artırmak için faaliyette bulunmayı yükümlenir (Bak.Prof.Dr.Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku, özel Borç ilişkileri, C.1/1, Ank.1985 sh. 27 vd.). Tek satıcılık sözleşmesinde kural olarak edimler ve yükümlülükler bu sözleşmenin tarafları arasında yani Yapımcı ile tek satıcı arasında karşılıklı olup, üçüncü kişilere herhangi bir yükümlülük getirmez. Zira, tek satıcıya o bölgedeki tekel hakkını tanımak ve bu olanağı sağlamak yapımcıya düşen bir akdi yükümlülük olmaktadır. O halde, tek satıcının bu hakkını 3. kişilere karşı haksız rekabet yolu ile koruması kural olarak mümkün değildir. Ayrıca, tek satıcının Türkiye'de reklam yapmak suretiyle pazar sağlaması, tamir, bakım sağlaması da Türkiye'de aynı malı yasal yollardan menşe ülkesinden başka ülkelerden ithal edip satan kişilerin haksız rekabet kuralları uyarınca men edilmesine neden teşkil etmez.
Dava konusu olayda da davalı taraf, davacı tarafından lisans sözleşmesine dayanarak yurt içine ithal ederek pazarladığı yukarıda markaları anılan gözlüklerin aynısının (orijinalinin) yurt içine yasal düzenlemeye uygun olarak ithal edildiğini ve kendisinin de buna dayalı olarak piyasaya sürerek satış yaptığını savunduğuna göre, mahkemece yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı gerekçelerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 30.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.03.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini