 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/7636
Karar No : 1998/7820
Tarih : 29.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ANONİM ŞİRKET GENEL KURULU
PAY SAHİPLERİNİN TÜMÜNÜN TOPLANTIYA KATILMAMASI
DURUMU
ÖZET : Davacı iptalini istediği Genel Kurul tarihlerinde pay sahibi olduğunu ve kendisinin çağrılmadığı ve katılmadığı genel kurul toplantılarına katılmış gibi gösterilerek gerçeğe aykırı tutanak düzenlendiğini iddia ettiğine göre, İITK.nun 370. maddesinde öngörülen bu her iki şartın da yerine getirilip getirilmediği araştırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
(6762 s. TTK. m. 368, 370,381)
Taraflar arasındaki davadan dolayı (Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 7.7.1998 tarih ve 603 - 331 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, birleşen dava dosyaları ile birlikte davalı şirketin 19.6.1997, 29.4.1994, 7.7.1992 ve 14.10.1991 tarihlerinde yapılan olağan genel kurul toplantılarında alınan kararların yoklukla malul olduğunu ileri sürerek TTK.nun 368. ve ana sözleşmenin 32 ve 51. maddelerine aykırı olarak alınan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaların süresinde açılmadığını, davacının yıllar sonra açtığı davalarda iyi niyetli olmadığını, 78.000 hisse içindeki davacının 197 hissesinin sonuca etkili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, şirket kayıtları ve dosya kapsamına göre, davacının elinde bulunan hamiline hisse senetlerine rağmen rey hakkını kullanmak amacıyla davalı şirket nezdinde teşebbüste bulunduğuna ilişkin iddia ve delil getirmediği, davalı şirketin hamiline yazılı hisse senetlerini hiç bir şekilde nazara almadan dava konusu genel kurul toplantılarını TTK.nun 370. maddesine dayanmak suretiyle toplantıya davet hakkındaki yasa ve ana-sözleşme hükümlerine riayet etmeden gerçekleştirmiş ise de hususun 'yokluk" sebebi olmayıp TTK'nun 381. maddesine göre davacı yönünden iptal sebebi olduğu, bu davanın TTK.nun 381. maddesi uyarınca toplantı tarihinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği, dava konusu yapılan toplantıların 14.10.1991, 7.7.1992, 29.4.1994 ve 19.6.1 997 tarihinde yapılmış olup, iptal davalarının üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle birleşen tüm davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı anonim şirketin hiç çağrı yapmadan, sanki tüm ortaklar katılmışçasına genel kurulun çağrı yapmadan, sanki tüm ortaklar katılmışçasına genel kurulun toplandığını, genel kurula kendisinin de pay sahibi olarak katılma hakkı olmasına rağmen, çağrılmaması sebebiyle katılmadan toplantı yapıldığını iddia etmiştir.
Anonim şirketlerde genel kurulun toplantıya ne şekilde ve hangi merasime tabi olarak çağrı yapılacağı TTK.nun 368. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu madde hükmüne göre, usulüne uygun bir çağrının kabul edilebilmesi için asgari iki şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlar, toplantıya davetin TTK.nun 37. maddesinde anılan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilmesi, ayrıca bütün nama yazılı pay sahipleri ve varsa şirkete önceden hamile yazılı pay senetlerini ibraz ederek ikametgahlarını bildiren diğer ortaklara, taahhütlü mektupla bildirme koşullarıdır.
Davete ilişkin hükümlerle güdülen asıl amaç, bütün pay sahiplerinin genel kurul toplantısına katılabilmesini sağlamaktır. TTK.nun 368. maddesinin istisnası aynı Yasanın 370. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, şayet bütün pay sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde genel kurul toplantılarına dair olan diğer hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrı hakkındaki merasime riayet etmeksizin de genel kurul olarak toplanabilir. Diğer bir anlatımla, anılan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu çağrısız bir genel kurulun var sayılmasını, bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmaları ve pay sahiplerinin bu toplantı şekline itiraz etmemiş bulunmaları şartlarının gerçekleşmesi durumunda kabul etmektedir. Tek bir payın sahibi veya temsilcisi hazır bulunmaz veya toplantıyı terk ederse ya da katılıp toplantı şekline itiraz ederse, bir genel kuruldan bahsedilemez. Doktrine göre de, toplantıya katılmayan veya itirazı olan pay sahibinin genel kurulun gidişini etkileyebilecek durumda olup olmaması da durumu değiştirmez (Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, TTK.nuna göre Anonim Ortalıkta Genel Kurul Karalarının Hükümsüzlüğü, Ankara 1993 Bası. s.76). 0 halde, TTK.nun 370. maddesinde öngörülen iki şart gerçekleşmeden yapılan genel kurul hukuken yoktur ve alınan kararlar da yoklukla maluldür.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında dava konusu olaya dönülecek olursa; davacı, iptalini istediği genel kurul tarihlerinde pay sahibi olduğunu ve kendisinin çağrılmadığı ve katılmadığı genel kurul toplantılarına katılmış gibi gösterilerek gerçeğe aykırı tutanak düzenlendiğini iddia ettiğine göre, mahkemece davacının bu iddiaları üzerinde durularak iptali istenen genel kurul tarihlerinde davacının pay sahibi olup olmadığı, genel kurul tutanaklarının gerçeğe aykırı olarak tutulup tutulmadığı, kısaca TTK.nun 370. maddesinde öngörülen her iki şartın da yerine getirilip getirilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediğitemyiz peşin harcın istediği halinde temyiz edene iadesine, 29.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.