 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/7404
Karar No : 1998/8826
Tarih : 14.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MENFİ TESBİT VE İSTİRDAT
KANIT YÜKÜ
KARAR ÖZETİ: Tes/mu taahhüt edilen malın, teslim edilmemesi sonucu çek/erin karşılıksız kaldığı iddiası ile açılan dava, lehdar ile hamillere karşı, birlikte açıldığına göre öncelikle, davacı borçluya, lehdara karşı çek/erin bedelsiz olduğunu ispat; bundan sonra da diğer davalı hamillerin bu bedelsiz senetleri (çek/eri) bile bile, kendisi zararına hareketle iktisap ettiklerini kanıtlama olanağı tanınmalıdır.
(2004 s. İlK. m. 72, 170/b)
(6762 s. TTK. m. 599, 730)
(1086 s. HUMK. m. 290)
Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ayvalık AsliyeHukuk Mahkemesi)nce verilen 10.2.1998 tarih ve 55-20 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istemiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan M. Gazi arasında iş ilişkisi bulunduğunu , davalı nın teslim etmeyi taahhüt ettiği yumurtalar ile gayri resmi olarak kendisine verilen çeklerin bedelsiz kaldığını, diğer davalılarında çekleri kötü niyetle ellerinde bulundurduklarını ileri sürerek davaya konu çeklerin davalılardan istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı Neşet, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, çeklerin tedavül aracı olduğu, çekten anlaşılmayan def'ilerin ileri sürülemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı M. Gazi tarafından teslimi taahhüt edilen mal ile kamyonetin teslim edilmemesi sonucu çeklerin karşılıksız kaldığı iddiasına dayanmaktadır. Ticari senede (çeke) davalı menfi tesbit davasının yasal dayanağını ise İlk. nun 1 70/b. maddesi yollaması ile lİk.nun 72. maddesi oluşturmaktadır. Bu dava senet borçlusu tarafından sadece senedin lehdarı aleyhine açılabileceği gibi, yalnız hamile veya cirantalara yahut lehdar ile hamil aleyhine açılması da mümkündür. Davanın sadece lehdar ile hamil aleyhine açılması da mümkündür. Davanın sadece lehdar aleyhine açılması halinde davacı HUMK.nun 290 ve müteakip maddelerine göre senedin karşılıksız olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu halde, lehtarda hamil aleyhine açılması halinde usul hükümlerine göre, davacı borçlu önce lehdara karşı senedin bedelsiz kaldığını ispat edecek, bilahare hamile karşı da bedelsiz senedin bile, bile kendisi zararına hareketle iktisap edildiğini kanıtlaması gerekecektir (TTK.nun 730. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 599 md). Temyize konu davaya gelince, anılan davanın lehtarla birlikte hamillere karşı birlikte açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere önce davacıya davalı M. Gaziye karşı çeklerin bedelsiz olduğunu ispat, bundan sonrada diğer davalı hamillerin bu bedelsiz senetleri bile, bile kendisi zararına hareketle iktisap edildiğini kanıtlama olanağı tanınmaksızın ve sunduğu deliller değerlendirilmeksizin sırf bedelsizlik iddiasının şahsi def'ilerden olması nedeniyle herkese karşı ileri sürülmeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA.), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.