 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/7348
Karar No : 1998/9025
Tarih : 17.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 12.Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 6.5.1998 tarih ve 70-509 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve teniyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılır, iş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı davalı Enver E...'a ait, diğer davalı Diğer yönetimindeki 06 ERP 44 plakalı aracın, trafik kazası yaptığını, 3.şahsın zararın müvekkilince ödendiğini, ancak sürücünün olayda alkollü olduğunun tesbit edildiğini ileri sürerek 3.şahsa ödedikleri 50.000.000 liranın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Son celse davalı Enver hakkındaki davayı atiye terk etmiştir.
Davalı vekili, BK.51.maddesi uyarınca l yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, alkollü araç kullanmanın tek başına tara kusuru gerektirmediğini, kazaya sebebiyet verme hususunun da ispat edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından olay tarihi ve davanın açıldığı tarihe göre oradan KTK.nun 109.madde sinde ki 2 yıllık zamanaşımı geçtiğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı zorunlu mali mesuliyet sigortacısı kendi sigortalısına açtığı rücü davasında, davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuştur.
Taraflar arasındaki ilişki bir sigorta için TTK.nun 1268.maddesine göre 2 yıllık zamanaşımı süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağının tesbiti önem taşımaktadır. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, TTK.1268.maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin, sigortacının, sigortalı tarafından halefiyet hakkının engellendiğinin öğrenilmesi gününden itibaren başlayacağı kabul edilmektedir. Olayımızda sigorta şirketinin rücu hakkı, sigortalısının sürücüsünün alkollü araç kullandığının öğrenilmesi ile doğmuştur. Bu itibarla, 1 yıllık zamanaşımı süresinin, davacının rücu hakkının ihlal edildiğini ve sigorta ettirene müracaat hakkının doğduğunu öğrendiği itibaren başlatılması gerekir. Dosyada, bu öğrenme tarihi belli olmamakla birlikte dava tarihi ile olay tarihi arasında dahi, yasada öngörülen 2 yıllık süre dolmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin zamanaşımı definin reddi ile ışın esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi