 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/697
Karar No : 1998/4101
Tarih : 2.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 2.Ticaret " Mahkemesince verilen 30.10.1997 tarih ve 1387-933 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.5.1990 , gününde davalı avukatı Neşe A... Yazıcı gelip davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilinin davalı bankadan 8.6.1993 tarihinde (22.000) DM. karşılığında dövize endeksli kredi aldığını, döviz kurlarındaki beklenmedik artışlar üzerine geri ödemelerin güçleştiğini ve hakimin sözleşmeye müdahale zorunluluğu dolduğunu ileri sürerek. bakiye borcun 3.1.1994 tarihindeki kurundan TL.na çevrilerek (148.4:48.917) lira olarak tesbitini ve TL. bazındaki kredilere uygulanan aylık, faiz oranının uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, uyarlama koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiş.
Mahkemece, mübrez belgelere, banka kayıtlarına ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, döviz kurlarında sonradan oluşan büyük artışların edimler arası dengeyi bozduğu ve davacı yönünden uyarlama gereği doğduğu, davacının dava tarihine kadar ödediği (28) taksit tutarının ödeme tarihlerindeki kurlar üzerinden TL. karşılığının (307.384.585 lira olduğu, bu taksitler TL. bazında düzenlenen gemi ödeme planına göre ödenseydi (353.740.500) liraya baliğ olacak olmanı nedeniyle aradaki fark (46.355.915) liranın defaten ödenmesi kaydıyla bakiye ana borcun (12.633.488) liralık taksitlerle ödeme planına bağlanması gerektiği gerekçesiyle geri ödenilen 6.11.1995 tarihinden itibaren aylık (12.663.485 lira olarak (60) ay süreyle ödememe kararı verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün yargılama aşamasında ispat edilmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dairemizin kökleşen uygulamasına göre, dövize endeksli geri ödemeli borçların, isteğe rağmen bankalarca Türk Lirasına çevrilmemesi veya çevrilmesi halinde borç tutarında uyuşmazlık .çıkması durumunda, bu borçların Türk Lirasına uyarlanması ve taksitlerin tutarının saptanmasının gerektiği kabul edilmektedir. İşbu davada, davacı kredi borçlusu, davalı bankaca Türk Lirasına uyarlama yapılmadığını ileri sürerek, borcun Türk Lirasına uyarlanmasını istemiş bulunmaktadır. Bunun için de, her şeyden önce borcun döviz olarak karşılığının bulunması ve bu borcun Türk Lirasına çevrilmesi ve taksitlendirmenin de, Türk Lirası üzerinden yapılması gerekmektedir.
Yurdumuzdaki bir çok banka tarafından genel bir uygulama olarak döviz karşılığının zaman içerisinde yükselmesi nedeniyle, döviz borçları 3.1.1994 tarihi esas alınarak bir Hark karşılığı 8674.68 TL ve bir Dolar karşılığının da 15.599.75 TL olarak benimsemek suretiyle Türk Lirasına çevrilmektedir. Bankaların genel bir uygulaması olan bu hususun, işbu davadaki uyuşmazlıkta da gözönüne alınması, taraflar yönünden hak ve adalete uygun davranış alacağının kabulü gerekmiştir.
O halde, yapılması gereken işlem şu olmalıdır; Davalı bankadan alınan dövize endeksli kredinin hangi tarihte alındığı ve bu kredi için yapılan geri ödemeler ile 3.1.1994 tarihine kadar tutarının ne olduğu, ve bu tarihteki davacının döviz borcunun ne tutarda bulunduğu belirlenmelidir. Bu belirlenen dövize endeksli borç tutarı cinsine göre ve 3.1.1994 tarihindeki dövizin kuru nazara alınarak Türk Lirasına çevrilmelidir. Davacının almış olduğu döviz kredisinin, o tarihlerde Türk Lirası üzerinden kredi alanlar bakımından daha avantajlı ve geri ödemeler yönünden daha düşük taksitler biçiminde olduğu da bir gerçek bulunduğundan, bu husus da gözönüne alınarak az ödenen tutarların tümü değerlendirilmek ve bunun o tarihlerdeki Türk Lirası faiz oranı da belirlenerek Türk Lirası ödemeli kredilerle kıyaslama yapılması ve davacının borcuna, ayrıca bir ekleme yapılmasa, suretiyle bir denkleştirmenin oluşturulmanı, gerekir. Böylece, davacının döviz borcu Türk Lirasına çevrilmiş ve ayrıca önceden Türk Lirası olan kredi borçluları ile 3.1.1994 tarihi olarak aynı duruma getirilmiş olmalıdır. Davacı borcunun 3.1.1.994 tarihi olarak toplam Türk Lirası borcu belirlendikten sonra da, bu borcun dava tarihi itibariyle tutarının saptanması gerekir. Bu işlem için de zaman zaman yükselen aylık faiz, oranları
değil, kredi sözleşmesinin başlangıç tarihi ile dava tarihi arasındaki zaman içinde eksilen faizler T.C.Merkez Bankası'ndan sorulmak ve bu faizlerin ortalaması alınarak asıl borcun hesabında gözönünde tutulmalıdır. Ayrıca, davacının 3.1.1994 tarihinden itibaren yaptığı ye dava tarihine kadar ödemeleri de borçtan indirilmeli ve dava tarihindeki borç tutarı uyarlamaya tabi tutulmalıdır.
Davacının istemiş bulunduğu uyarlama için, her davada olduğu gibi, işbu davada da, dava tarihi esas alınmalıdır. Davacının, dava tarihindeki borç miktarının uyarlanması yapılırken, davacının istemiş olduğu aylık taksit miktarı ve süresi de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, davalının, bu konudaki savunması da değerlendirilmelidir. Uyarlamada öngörülecek taksit adedi ise. hiçbir zaman kredi sözleşmesinin yapıldığı andaki taksit adedinden fazla olmamalıdır. Genel olarak, kredi sözleşmesinde kabul edilen taksit adedi benimsenmeli ve ödenen taksitlerin kaç taksit ise. belirlenmeli ve bu sayı ilk kabul edilen taksit sayısından düşürülmek suretiyle bakiye taksit adedi kabul edilmelidir. Ve ayrıca, tali bir unsur olarak davacının ekonomik gücü de, taksit sayısının tesbitine etkili olmalıdır.
Öte yandan, davacı borçlu, dava devam ederken taksitlerini . düzenli biçimde ödemiş ise, bu ödemelerin gözönüne alınacağı tabii olduğu gibi, ödeme planının dava tarihinden itibaren yapılması ve yapılacak uyarlamaya göre fazla ödemeler gözüküyorsa, bunların davacı lehine düşünülmesi ve davacı ödemeleri hiç yapmamış veya arizi biçimde birkaç ödeme yapmış ise, bu takdirde ödeme planı karar tarihine en yakın olan bir tarih gözönüne alınarak yapılmalıdır. Bu son husus için de, dava tarihinde çıkarılan Türk Lirası borcu, aylık olarak kabul edilen sözleşme faizleri hesap edilmek suretiyle borç miktarı, ödeme planın başlangıç tarihine taşınmalı ve bu borç tutarı ödeme planına esas alınmalı ve taksitlendirme başlangıç da gösterilerek, ileriye dönük uyarlama yapılmalıdır.
Yapılan tüm bu açıklamalar dikkate alındığında, özetle davacının dövize endeksli geri ödemeli borcu ilk önce 3.1.1994 tarihi olarak ve sonra da dava tarihi olarak az önce değinildiği üzere tesbit edilmeli ve ödemelerini düzenli devam ettirenler için dava tarihinde ve ödemelerini düzenli yapmayanlar için mahkeme karar tarihine en yakın bir tarihe aylık ortalama sözleşme faizi ile beraber yansıtılarak Türk Lirası borcu saptanmalı ve bu borcun aylık taksitleri belirlenerek, borcun uyarlamasına karar verilmelidir.
Bu itibarla, mahkemece yapılacak iş; önceki bilirkişi kurulundan belirtilen kurallar ışığında uygulanabilir rapor alınması ve bu mümkün değilse, yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak rapor alınmadı ve sonucu çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde karar tesisi doğru görülmemiş ve davalının temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA. 30.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 2.6.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.