 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/6312
Karar No : 1998/7906
Tarih : 16.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesince verilen 22.1.1998 tarih ve 112-4 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından sigortalanan fındıkların davalı şirket tarafından taşınması sırasında 125 çuvalının hasara uğradığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, halefiyet yoluyla Marsilya Ticaret Mahkemesine müracaat edildiği, yapılan yargılama sonunda 33.136 Frank'ın yasal faizi, dava masrafları ve diğer harcamalar ile birlikte ödenmesi gerektiğine zarar ziyan olarak 30.000 Frank'lık kesin ödeme kararı verilmesine hükmolunduğunu ve gecikmesi halinde bu miktara 1500 Frank ilave edileceğine kesin olarak karar verildiğini, her ne kadar Fransa ile aramızda mahkeme kararlarının karşılıklı olarak tanınması ve tenfizi hakkında bir anlaşma yoksa da 2675 sayılı Milletlerarası özel Hukuku ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 38.maddesinin a bendinde belirtilen karşılıklılık şartının Fransız Medeni Usul Kanunu'nun 509.maddesinde mevcut olduğunu, 38.maddedeki diğer şartlarında gerçekleşmiş olduğunu beyanla 42.636 Fransız Frank'ı alacağın aynen ifasının temini için mezkur kararın tanınıp tenfiz edilmesine ve tenfiz kararının mezkur karar altına şerhine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, olayda zamanaşımı bulunduğunu, yabancı mahkemeden müvekkiline tebligat gelmediğini, Fransa ile Türkiye arasında mütekabiliyet anlaşması bulunmadığını, kararın yetkili makamlarca onanmadığını, aynı konuda Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.6.1995 tarih 1994/392 Esas 1995/533 Karar sayılı ilamının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosyadaki mübrez belgelere göre Marsilya Ticaret Mahkemesi kararının MÖHUK.un 38.maddesindeki şartları taşıdığı, kararın 22.1.1993 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle kararın tenfizine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
2675 Sayılı Milletlerarası özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 37/b maddesine göre tenfiz dilekçesine yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekmektedir. Davalı vekili bu hükme istinaden cevap dilekçesinde yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerektiğini ileri sürmüş ve davacı vekili tarafından sonradan ibraz edilen kesinleşme şerhli karara da kesinleşme şerhinin elle yazılarak ilave edildiğini ileri sürerek itiraz etmiş olmasına göre bu husus araştırılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi, 2675 sayılı Kanunun 38/d maddesine göre davalı şirketin hükmü veren yabancı mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağırılıp çağırılmadığı da araştırılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.