 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/6299
Karar No : 1999/947
Tarih : 16.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 03.04.1998 tarih ve 89-444 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 16.02.1999 günde davalı avukatı Onur gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ailesinin ilk olarak 31.01.1993 tarihinde davalı şirketçe sağlık poliçesiyle sigortalandığını, bu poliçenin sonraki iki yıl boyunca yenilendiğini, bu arada müvekkilinin eşinin geçirdiği rahatsızlık la ilgili belgelerin davalıya gönderildiğini ve davalı sigorta şirketinin bilgisi ve izni ile müvekkilin ameliyat olduğunu, ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek, ameliyat giderleri, muayene ücreti ve ilaç giderleri tutarının % 80'i ile erken fesih nedeniyle iadesi gereken prim tutarı toplamı 112.109.148.-lira'nın ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafa beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu sebeple akitten cayıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, ameliyata neden olan guatr hastalığı ameliyatının gerektiğinin hasta tarafından bilinemeyebileceği gerekçesiyle, 112.109.148.- lira'nın yasal ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı vekili dava dilekçesinde ticari temerrüt faiziyle alacağın tahsilini istemiş, mahkemece de bu oranda gecikme faizine hükmolunmuş bulunmaktadır. Dava dilekçesinde reeskont oranında gecikme faizi isteği yer almadığından davacı vekilinin bu faiz oranının uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, mahkemenin kararına dayanak yaptığı bilirkişi raporu davalı tarafın savunduğu beyan yükümlülüğünün ihlali konusunda yeterli açıklamalar içermemektedir. Davacı tarafça düzenlenen sağlık bildirim formunda davaya konu sigorta ettirilenin "guatr" hastalığı geçirmediği belirtilmiş olup, poliçe öncesi yaptırılan radyoloji incelemesinde ise tiroidlerde nodul saptanmıştır. Mahkemece davalı savunmasında yer alan bu hususlar üzerinde durularak bilirkişilerden beyan yükümlülüğünün ihlal edilip edilmediği konusunda ek rapor alınması, bundan sonra oluşacak hukuki durum çerçevesinde işlem yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-öte yandan, kabule göre de, sigorta tazminatının ödenmesinin kabulü, sözleşmenin feshedildiği savunmasını ortadan kaldırdığından artık bakiye dönem için prim iadesi istemini de dayanaksız bırakmaktadır. Bu nedenle kabule göre davacının prim iadesi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle dahi davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (l) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, kararın (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 596.000.- lira temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30.000.000.- lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 16.02.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.