 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/6193
Karar No : 1998/7726
Tarih : 12.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6762/m.119
Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 12.5.1998 tarih ve 485-485 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı N. AŞ.'ye ait kimyevi maddenin Almanya'dan İstanbul'a taşınması esnasında meydana gelen hasar bedelini sigortalılarına ödediklerini, bu tazminatın davalılardan tahsili için icra takibi yaptıklarını, takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı K. U. N. Nak.Ltd.Şti. vekili, müvekkilinin Almanya'da mukim K. N. AG/Co şirketinin acentası olduğunu, TTK 16 ve devamı maddeleri uyarınca müvekili aleyhine doğrudan dava açılamayacağını davanın öncelikle husumetten reddini, hasarın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun olmadığını, CMR hükümleri uyarınca davanın esastan reddini, CMR.nin 23. maddesi uyarınca taşıyıcının sınırlı sorumlu olacağını, brüt ağırlığın her kg. için 8.33 hesap birimini geçemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından yurt dışındaki yabancı şirketlere izafeten yurt içinde işlem yapana karşılık dava açılabileceğinden ve bu davada temsilci aleyhine değil esas sözleşmedeki taraf olan aleyhine karar tesis edilebileceğinden K. N. AG / Co şirketinin temsilcisi olarak davalı hakkında davanın görülmesine, alacağın 1.936.720 lira olarak tesbitine, takibin bu miktardan devamına, kararın temsilci nakliyat şirketi değil K. N. AG / Co aleyhine kurulmasına, %40 icra inkar tazminatı olan 744.688 liranı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
TTK.nun 119 maddesinin 2. fıkrasında da belirtildiği üzere acentaya karşı ancak müvekkili namına dava açılabilir. Oysa, dava doğrudan doğruya acenta durumunda olan davalıya yöneltilmiş bulunmaktadır. Dava dilekçesinin incelenmesinde de, davanın K. N. AG / Co. şirketine izafeten acenta aleyhine açılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkeme de asıl sorumlu şirketin yurt dışındaki K. N. AG / Co Şt. olduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle acentanın doğrudan hasım gösterilmesi suretiyle yanlış husumet tevcih edildiğinden dolayı davanın husumet yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebeb ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.