 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1998/552
K:1998/2152
T:26.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21.10.1997 tarih ve 386-659 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü;
Davacı vekili, müvekkilinin 1993 yılı mart ayında davalıya ait inşaatta harfiyat işi alarak sefer birim fiyatı (200.000.)TL üzerinden (652) adet sefer yapıp saati (400,000) TL üzerinden (91,5) saat kepçe çalışarak toplam (167.000.000 TL'na hak kazandığını, bu meblağın ödenmesi için noter kanalıyla gönderilen ihtardan sonuç alınamadığını ileri sürerek anılan meblağın 14.10.1994 tarihinden itibaren %98 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir akti ilişki bulunmadığını ve müvekkiline ait inşaatta iddia edilen tarihte harfiyat işi yaptırılmadığını, Ekim 1994'e kadar talep dermayan etmeyen davacının samimi olmadığını savurarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dosyadaki belgeler, tanık beyanlarına göre, asıl nakliye işi yüklenicisinin dava dışı bir kişi olduğu, davacının taşıma işi için tuttuğu kamyoncuların, iş bedellerini davacıdan aldığı, bu durumda davacının kendi hak edişini davalı kooperatiften almadığı iddiasının samimi olmadığını, ayrıca iddia ettiği sözleşmenin varlığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili. üzerine Dairemizin 9.10.1995 gün 95/ 4528 E-7224 K.sayılı ilamı. ile "davalı savunmasında değinilen taşıma sözleşmesine ilişkin delillerin ibrazı için davalı tarafa süre tanınması ve gerektiğinde kooperatif defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalı kooperatifçe üst taşıyan sıfatı ile başka bir kişi ile taşıma sözleşmesi yapıldığı ve davacının ibraz ettiği fişlerin ilişkin olduğu taşımalara ait ücretin ödendiği sabit görülürse davanın reddine, aksi takdirde kabulüne hüküm kurulması gerekir" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına
uyulmuş, bilirkişi raporu alınmış ve davanın kabulü ile 167.000.000 TL'nın ihtarname ile oluşturulan 22.10.1994 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlı reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece daha önce davanın reddine dair kararın davacının temyizi üzerine bozulmuş, mahkemece de bozmaya uyularak karar verilmişse de 9.10.1995 tarihli bozma ilamında açıkça belirtildiği gibi davalı kooperatifin savunması davacının sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmenin tarafı olan dava dışı şirkete ödeme yapıldığı, davacının bir alacağı varsa dava dışı şirketten talep edebileceğini, dosyaya ibraz edilen fiş bedellerinin ödendiği şeklinde olup bu yönün belirlenmesi açısından davalı tarafa delil ibrazı için süre verilmesi gerektiğinde defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişilerce inceleme yaptırılarak davalı kooperatifçe ,üst taşıyan sıfatıyla başka bir kişi ile taşıma sözleşmesi yapıldığı ve davacının ibraz ettiği fişlerin ilişkin olduğu taşımalara ait ücretin ödendiği sabit görülürse davanın reddine, aksi takdirde davanın kabulüne hüküm verilmesi gerekirken mahkemece bu husus araştırılmadan sadece dosyaya ibraz edilen belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi yerinde görülmemiş, bilirkişi raporuna, davalı tarafça itiraz edilmiş olmasına rağmen itirazları karşılayacak şekilde raporda alınmamış olmasına göre bozma gereği yerine getirilmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.