 |
T.C.
YARGITAY
On birinci Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5499
Karar No : 1999/136
Tarih : 26.1.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HAVA TAŞIMA SÖZLEŞMESİ
EKSİK TESLİM
DOLAYLI ZARAR
SINIRSIZ SORUMLULUK
KARAR ÖZETİ: 1- 462 koli olarak davalıya teslim edilen bilgisayar ve malzemelerinin 2.13'ünden fazla bir miktarının kaybedilmiş olması ve ne suretle kaybolduğu konusunda hiç bir açıklama getirilmemiş olması nedeniyle davalı taşıyanın, kasta yakın ağır kusurlu kabul edilmesi; bunun yanında, hava yolu ile yapılan taşımada, eksik teslimden ötürü dolaylı zararlar talep ve dava edilmesine nazaran, Varşova Konvansiyonunun 22. maddesinde benimsenen, "sınırlı sorumluluk" ilkelerinden yararlandırılmaması doğurur.
2- Ancak, davacının talebine ve hükme dayanak alınan bilirkişi raporuna nazaran, davacının zararının tamamı yerine, bir kısmına hükmolunması doğru değildir.
(2920 s. TSHK. m. 126)
(6762 s. TTK. m. 762,768)
Taraflar arasındaki (İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce görülerek verilen 7.11.1997 tarih ve 597 - 847 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla dosya incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Amerika'dan İstanbul'a taşınmak üzere 462 kapta davalıya teslim edilen bilgisayar malzemelerinden 355 kabının müvekkiline ulaştırılmadığını, bu nedenle müvekkili banka şubelerinde bilgisayarlı sisteme geç geçilmesi nedeniyle müşteri kaybı ve dolayısıyla kar kaybı olduğunu, personel eğitimi için yapılan harcamaların boşa gittiğini, teslim edilmeyen bilgisayar bedellerinin peşin ödendiğini, bu paranın uzunca süre bağlı kalması nedeniyle gelir kaybı olduğunu ve kur farkından zarar doğduğunu ileri sürerek, bu zararlar nedeniyle şimdilik beş milyar liranın faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının kaybolan emtia bedelini Varşova Konvansiyonu hükümleri çerçevesinde sigorta şirketinden tazmin ettiğini ve sigorta şirketinin müvekkilini ibra ettiğini, başkaca tazminat istenemeyeceğini, olayda kanıt veya ağır kusur bulunmadığını, bu nedenle sınırsız sorumluluk ilkelerinin uygulanamayacağını, iddiaların dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere bilirkişi raporlarına nazaran, iyi eğitilerek bilgilendirilen personelin bu bilgileri uzun süre muhafaza edebileceği, kaldı ki personelin zaman zaman hizmet içi eğitimlere tabi tutulduğu, bu itibarla personel eğitimi için yapılan masraflardan dolayı bir zarar istenemeyeceği, davacı kur farkı nedeniyle zarar talep etmiş ise de, dava tarihinde kaybolan bilgisayarlar yerine yenileri alınmadığından böyle bir talebin de yerinde olmadığı, yine davacı zayi edilen bilgisayarlar bedeli olarak (854.849) USD'nin 245 gün atıl kalması nedeniyle faiz geliri zararı talep etmiş ise de, davacının tasarrufunda çıkan bir para için faiz talep edemeyeceği, kaldı ki kaybolan mal değerinin %10 fazlası ile sigorta tazminatı olarak tahsil edildiği, ancak bilgisayarlaşmaya geçme ile davacının bankacılık işlemlerinden elde etmesi beklenen ücret ve komisyonlarından dolayı zarara uğradığı, bu zararın da bilirkişilerce (293.821.111) lira hesaplanmış olup, bu kaleme ilişkin davacı talebi ile bağlı kalınarak davalının sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile (268.200.000) liranın 11.1.1992 tarihinden yürütülecek reeskont oranında temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline ilişkin verilen karar, Dairemizin 30.1.1997 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece bu defa, Varşova Sözleşmesinin 22/2 maddesine göre taşıyıcının sorumluluğu sınırlandırılmış ise de, gerek Varşova Sözleşmesinin 25/1. maddesi ve gerekse bu madde göndermesi ile Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 126. maddesi gereğince zararın, taşıyıcının kasıtlı davranışından veya kasda yakın davranış ve kusurundan doğmuş ise, taşıyıcının zarardan sınırsız olarak sorumlu tutulacağı, somut olayda ise, 462 koliden 355'nin kaybolmuş olup, artık bu durumda taşıyıcının ihmalinden değil kasdından söz edilmesi veya en azından kasda yakın ağır kusurundan söz edilmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne (268.200.000) liranın 11.1.1992 tarihinden yürütülecek reeskont oranında temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve gerek hacimsel ve gerekse kütlesel olarak yüklenmesi, indirilmesi ve yer değiştirmesi önemli bir zaman ve emek gücü gerektirecek meblağda olan 4300 kg. ağırlığındaki 462 koliden ibaret bilgisayar ve malzemelerini oluşturan yükün 2/3'den daha fazla bir miktarını teşkil eden 355 kolinin davalı tarafından kaybedilmiş bulunması, bu meblağdaki değerli yükün kaybolmasının ne surette olduğu hususunda davalı tarafın hiçbir açıklama getirememiş olması karşısında mahkemece davalı taşıyıcının kasta yakın ağır kusurlu kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamasına ve öte yandan Varşova Konvansiyonu'nun 22. maddesi ile benimsenen "sınırlı sorumluluk" ilkesinin yüke veya yolcuya ilişkin doğrudan zararlar ile ilgili olup, somut olayda eksik teslim nedeniyle dolaylı zararların talep ve dava edilmiş olması karşısında, davalı taşıyıcının, Varşova Konvansiyonu ile sorumluluğunu sınırlayan hükümlerden yararlandırılmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak, davacı vekili zarar kalemlerini açıklayan 10.5.1993 tarihli dilekçesinde, bir şube için "bankacılık hizmet ve nakil gayri nakit kredi komisyonu" zararının (268.200.000) lira olduğunu belirterek, 20 şube için bu kalemden doğan zararın (29.684.000.000) lira olduğunu bildirmiştir. Hükme dayanak yapılan bilirkişiler kurulu raporunda bu kaleme ilişkin zararın (293.821.111) lira olarak hesap ve kabul edildiğine göre, mahkemece, (293.821.111) liranın tamamına hükmetmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda(1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına (BOZULMASINA), duruşmada vekil ile temsil olunan davacı yararına taktir olunan 30.000.000 lira vekillik ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 9.656.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.1.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.