 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5312
Karar No : 1998/6899
Tarih : 22.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 9.Hukuk Mahkemesince verilen 4.11.1997 tarih ve 879-680 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ve davalı T.Cüneyt A... ve ihbar edilen Hazine vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili Dudu K...'e davalı Cüneyt yönetimindeki aracın çarparak sakat kaldığını davacı Sabri'nin eşinin tedavi giderleri için işyerini sattığını ileri sürerek asıl davada şimdilik 10.000.000 lira maddi, 10.000.000 lira bedeni 100.000.000 lira manevi tazminatın, davacılara birleşen davada Dudu için 224.558.000 lira işgörmezlik zararının olay tarihinden itibaren davalılardan tahsili ile Dudu'ya verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan Cüneyt A..., davanın reddini istemiştir.
Davalı A... Sigorta A.Ş. vekili, davalılara ait aracın olay tarihinde sigortacısı olmadıklarını savunmuştur.
Dava ihbar olunan Garanti Fonu adına Hazine vekili, kendilerine ihbarın yerinde olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, olayda davacı Dudu'nun 5/8 oranında kusurlu olduğu, 5.000.000 lira tedavi masrafları 224.205.985 lira işgörmezlik zararı bulunduğu olay nedeni ile davacıların manevi üzüntüye uğradıkları gerekçesiyle, asıl dava yönünden davacı Dudu için 15.000.000 lira maddi, 75.000.000 lira manevi, davacı Sabri için 25.000.000 lira manevi tazminatın. birleşen dava yönünden 214.205.985 lira işgörmezlik tazminatının olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar T.Cüneyt A... ve Engin A...'dan tahsiline, fazla istem ve A... Sigorta A.Ş. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili ve davalı T.Cüneyt A... ve Hazine vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, kısa kararda "Davacı Sabri K....'ün tazminat isteğinin reddine ..." denildiği halde, gerekçeli kararda, davacı Sabri hakkında 25.000.000 lira manevi tazminata hükmedilmiş, davacı Dudu yönünden de kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması bozma nedeni oluşturur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yerel mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişikliği kaldırmak kaydıyla, vicdani kanaatine göre yeniden bir karar verilmekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı ve mümeyyiz davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda l nolu bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve mümeyyiz davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçların istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22.10.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.