 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/4204
Karar No : 1999/169
Tarih : 28.01.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki İstanbul Asliye 4.Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 12.12.1997 tarih ve 921-988 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 26.1.1999 günde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Seyfi Çizmeci tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete %49 oranında pay sahibi olduğunu, müvekkili davet edilmeksizin diğer ortakları aldığı ve şirket müdürü tayinine ilişkin 5.12.1996 tarihli ortaklar kurulu kararının ve şirketin fesih ve tasfiyesine 25.6.1997 tarihli kararın yasaya aykırı olduğunu (TTK. 549) ileri sürerek anılan ortaklar kurulu kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 559 sayılı KHK. gereğince şirketin sermayesinin 500.000.000 liraya çıkarılamadığından yasal olarak tasfiye haline girdiğinden tasfiye memuru tayin edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara göre; davalı şirketin 5.12.1996 tarihli ortaklar kurulu toplantısında yeterli kazanç elde edilememesi nedeniyle şirketin feshi hususunda gerekli işlemin yapılmasına, 25.6.1997 tarihli ortaklar kurulu toplantısında fesih ve tasfiyeye karar verildiği, 559 sayılı KHK. ile limited şirketlerin sermayesinin 24.6.1997 tarihine kadar 500.000.000 liraya yükseltilmesi zorunluluğu getirildiği, davalı şirketin bu tarihe kadar sermayesi artırılmadığından tasfiye haline girmesi ortaklar kurulu kararı ile değil yasa gereği olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
559 sayılı KHK. ile TTK.nün 507. maddesi değiştirilerek limited şirketin sermayesinin en az beş yüz milyon Türk Lirası olması koşulu getirilmiş ve esas sermayesi bu miktardan az olan limited şirketlerinin sermayesinin yükseltilmesi için geçici 2. maddede iki yıllık süre tanınmıştır. Anılan KHK.27.6.1995 tarihli Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe girdiğine göre, bu süre 27.6.1997 tarihinde dolmaktadır. Davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin ortaklar kurulu kararı 25.6.1997 tarihinde alındığına göre, henüz sermaye artırım süresi dolmadan alınmış bulunduğundan mahkemece 559 sayılı KHK.nın yürürlük tarihi yanlış belirlenerek yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamıştır.
Kaldı ki esas sermayenin yükseltilmesi için tanınan süre daha sonra 7.6.1998 tarihinde yürürlüğe giren 4366 sayılı yasa ile 31.12.1998 tarihine kadar da uzatılmıştır.
O halde mahkemece, her davanın açıldığı tarihteki koşulları itibariyle değerlendirileceği ilkesinden hareketle uyuşmazlığın TTK.nün 549. maddesi hükmü çerçevesinde çözülmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacı avukatı duruşmaya gelmediğinden davacı yararına vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.01.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.