 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/3999
Karar No : 1998/5855
Tarih : 22.9.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 5.Ticaret Mahkemesince verilen 5.2.1998 tarih ve 159-25 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Saylan ve Ender T... adlı kişilerden alacağına karşılık referans da alınmak suretiyle muhatabı davalı banka ve keşidecisi "F... Soft Sıhhi Kağıt Tic Ltd" olan (1.190.000.000) lira meblağlı iki adet çek aldığını. bilahare çeklerin karşılıksız çıktığı gibi çek borçluları aleyhine girişilen icra takiplerinden de sonuç alınamadığını, yapılan incelemede, çek hesabinin Ender T... adına olduğu halde çeklerin adı geçen şirket adına düzenlendiğinin esasen böyle bir şirketin hiç mevcut olmadığının anlaşıldığını, davalı bankanın çek verirken gerekli özen ve dikkati göstermediği için müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, bu meblağın reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkili bankada "F... Soft Sıhhi Kağıt Tic-Ender T..." adına açılan hesabın düzenli işlemesi üzerine çek karnesi verildiğini, bir müddet bu hesaba keşide edilen çeklerin de muntazaman ödendiğini, bilahare bir çekin karşılıksız kalması üzerine sehven şirket. adına çeklerin düzenlendiğinin farkedilerek elde mevcut çek yapraklarının hemen geri alındığını, bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, esasen çek keşidecisi ile kömür ocağı harfiyat işi nedeniyle akti ilişki bulunan davacının çek keşidecisinin şirket olmadığını bildiğini, çekleri kabul ederken gerekli özenle ve araştırmayı yapmayan davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, çek hesabının baştan beri şirket hesabına açıldığı, bu hususun banka çalışanlarının beyanı ve şirket olarak keşide olunan başkaca çeklerin ödenmiş olması ile doğrulandığı, oysa böyle bir şirket mevcut olmayıp hayati şirket adına hesap açılmış olduğu, davacının diğer ilgililer aleyhine giriştiği icra takibinin de sonuçsuz kaldığı, davacıya izafe olunacak müterafik kusur bulunmadığı bu itibarla ceza davası neticesinin de beklenilmesine gerek görülmediği, davalının çek bedelleri kadar uğranılan zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak davada hayali şirket hesabına çek defteri verilmesi suretiyle zarara uğranıldığı ileri sürülmüş olup, davalı cevap dilekçesinde, davacı tarafın, bankada çek hesabı bulunan F... Soft Kağıt Tic-Ender T... ile harfiyat sözleşmesi yaptığını, bu nedenle daha baştan çeki alırken böyle bir şirket olmadığını bildiğini savunmuştur. Davanın özüne etkide bulunacak böyle bir savunma üzerine mahkemece, davalıdan ve varsa davacıdan bu husustaki mukabil delilleri sorularak toplanması ve değerlendirilmesi gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi, tacir olan davacının basiretli davranıp, kabul ettiği çeklerin güvenilirliğini, keşideci gözüken şirketin sermaye durumunu, çeklerin imzalarını, şirketi temsile yetkili kişilerce atılıp ; atılmadığını araştırması ve çek yanında şahsi veya ayni güvenceler alması gerekirken, (nitekim Dairemizin 20.1.1997 tarih 1996/6710-16 sayılı kararın da bu ilkeler benimsenmiştir) bu hususları yerine getirmediği için kusurlu olduğunun düşünülmemesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, yine Dairemiz kökleşmiş. inançlarına göre, davacının diğer çekte imzası bulunan sorumlular hakkında tüm hukuki yolları tüketmiş olması zorunlu olup, davacı tarafından bu şekilde girişilen icra takiplerinin adres tahkiki sefahatinde olduğu anlaşılmakla, takiplerin tamamen semeresiz kaldığından da söz etmek mümkün değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.9.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.