 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1998/389
K:1998/1949
T:23.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 7.Ticaret Mahkemesince verilen 16.10.1997 tarih ve 262-542 sayılı hükmün temziyen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin kooperatif bir kısım malların satılacağını duyması üzerine kooperatife gittiğinde 1984 tarihindeki bir gazete ilanına dayanılarak ortaklıktan çıkarıldığını öğrendiğini ihracını gerektiren koşulların olmadığını ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olan çıkarma kararının iptali ile müvekkilinin ortak olduğunun tespitine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacının müvekkili kooperatifin ortağı olmadığını davada zaman aşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur .
Mahkemece iddia savunma ve toplanan kanıtlara göre davalı kooperatifçe davacıya hitaben yazılan 5.5.1997 tarihli yazıda davacının eski üye olduğu 1984 yılında mevcut üyeliğinin üyelik yenilemesi yaptırmadığından kaydının silindiğinin belirtildiği yazıda sözü edilen ilanın 19.1.1984 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yapılmış olup bu alanda ismi geçenlerin iki resim nüfus kağıdı örneği ve ikametgah belgesi gibi gerekli belgeleri ibraz etmediklerinden üyelikten ihraç edildikleri bu belgeleri ilam tarihinden itibaren iki ay içinde vermeleri halinde üyelik haklarının devam edeceği belirtildiği davacı adının ilan listesinin 629.sırasında yer aldığı ihraca yönelik koşullar varsa ilan yapılabilmesi için öncelikle kooperatifin ortağının bilinen adresine tebligat çıkartılması bu yolla sonuç alınamazsa makul bir araştırma yapılması ve ortağın adresi tespit edilemez ise o zaman ilanen tebligat yapılması gerektiği davalı kooperatifin bu hususa riayet etmeksizin doğrudan ilanen tebligat yoluna gitmesinin usulsüz olduğu kooperatifin ortağı olduğu gerek yazısı gerekse ilan metnine göre sabit olan davacıya belirtilen şekilde işlem yapıldığına dair kanıt ibraz edilmediğinden ilanen yapılan bildirim geçerli olmadığından davalının hak düşürücü süre geçtiği yolundaki savunmasına doğru olmadığı ayrıca ilanda belirtilen belgelerin verilmemesi hususunun ana sözleşmeye göre ihraç nedeni sayılamıyacağından çıkarmalarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı hakkında verilen çıkarma kararının iptali ile davacının ortak olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalı kooperatifin Türkiye Zirai Donatım Kurumu personeli M.... Mesuliyet Yardımlaşma ve Tüketim Kooperatifi adı altında kurulduğu ve ana sözleşmenin 16.7.1989 tarihinde tescil edildiği bu kooperatiften ayrı olarak zirai donatım kurumu mensupları ve emeklileri yardım derneği adı altında bir kısım zirai donatım kurumu personelinin üye olduğu bir oluşum bulunduğu davalı kooperatifin gerçek ortaklarının tespiti bakımından 8.5.1993 tarihinde genel kurul toplayarak yönetim kuruluna bu konuda yetki verdiği yönetim kurumunun bunun için hem ortağın nüfus örneği sureti ikametgah belgesi ve kurumda çalıştığına dair belgeleri ibraz etmeyen kişilerin kooperatif ile ilgileri bulunmadığının kabul edileceğine dair gazeteye ilan verilmesine karar verildiği bu ilanın Cumhuriyet Gazetesinin 19.1.1984 tarihli nüshasında yayınlandığını bu ilanın davacının açıkladığı şekilde kooperatifçe davacının ortaklığının benimseme anlamında olmayıp gerçek kooperatif ortaklarının tespiti ve vakıf üyelerinin kooperatif üyeliğine kabulü için gereken işleri davet maksadına yönelik bulunduğu diğer yandan zirai donatım kurumu mensubunun kooperatif ortağı olabilmesi için davalı kooperatif ana sözleşmesinin 10. İle 11. Ve 1163 sayılı yasanın 8.maddesinde belirtilen koşulları taşımaları ve bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvuruda bulunmaları yönetim kurumunun da ortaklığı kabul kararı vermesi ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 8.maddesinde yazılı giriş aidatlarını ödemeleri gerekmektedir. Yönetim kurulunun ortaklara kabul kararı olmazsa bile kooperatiftin o kişiye ait giriş aidatını kabul ettiği bunu ihtiyaçlarında kullandığı o kişiyi genel kurullara çağırdığı o kişinin de yıllarca genel kurullara girip kooperatifin faaliyetine katıldığı sabit olursa o kişinin kooperatifçe ortaklığa zımmen kabulü edildiğini benimsemek gerekmektedir.
O halde davacı Yargıtay hukuk genel kurulunun 18.2.1998 gün ve 1998/11-11 E, 1998/1128 sayılı ilamında benimsendiği gibi öncelikle kooperatif ortağı olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Somut olayda davacı, bu gazete ilanından başka bir kanıta dayanmamış ve başkaca kanıt ibraz etmemiştir. Mahkeme de, davalı kooperatifin bu gazete ilanındaki sözlerinin davacının ortaklığına kanıt olarak görmüş ve bu delile dayanarak davayı kabul etmiştir.
Davacı vekili de mahkeme kararını gerekçe yönünden temyiz etmediği için de kanıt olarak bu gazete ilanını benimsemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle gazete ilanı tek başına davacının kooperatif ortağı olduğunu kanıt olamayacağından davalının reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden iadesine 23.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.