 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/3870
Karar No : 1998/9147
Tarih : 21.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.67
6762/m.12,14,24
Taraflar arasındaki davadan dolayı Bursa Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen 5.12.1997 tarih ve 285-402 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan tek satıcılık sözleşmesiyle 8.6.1994/97 dönemi içerisinde geçerli olmak üzere davalıların işletmesinde sadece müvekkili şirket ürünlerinin satışının yapılmasını kabul ve taahhüt ettikleri halde başka firmalara ait ürünler satarak akde muhalefet ettikleri gibi işletmeyi kapatmak suretiyle akdin devamını da imkansız hale getirdiklerini, davalıların akde muhalefet ceza-i şart gerektirdiğinden şirket nezdindeki senedin icraya konulduğunu ancak takibe itiraz edildiğini ileri sürerek takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin sözleşmeye aykırı davranmadıklarını işyerinin icra marifetiyle tahliye edildiğini davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, takibe konu senedin cezai şart için teminat olarak alındığı hsusunda taraflar arasında uyuşmazlık blunmadığı, davalının işyerinden kiralayan ile danışıklı bir biçimde tahliye taahhütnames imzalayarak tahliye etmiş olmasının kötüniyete dayalı bulunduğu davalının bu suretle Tek Satıcılık Sözleşmesinin 9. maddesine aykırı hareket ederek temerrüde düşmüş bulunduğu, davalının Esnaf ve Küçük Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme ve Koordinasyon Kurulunca belirlenen limitlerin altında kazanca sahip olmakla tacir değil, esnaf sayılması gerektiği, bu nedenle BK.nun 161/son maddesi uyarınca ceza-i şartın tenkisi ile davacının uğradığı zararın 17.061.733 TL alacağının tesbit edildiği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın ( 17.061.733 ) TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %120 oranını aşamayacak şekilde reeskont faizi yürütülmesine, fazla istem ile inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı vekilinin temyizine gelince, Taraflar arasındaki 8.6.1994 tarihli sözleşmenin 14. maddesinde, davalıların haklarında tacirlere ilişkin hükümlerin uygulanmasını kabul ettiği ve ( 80.000.000 ) TL cezai şartın tenkisini isteyemeyecekleri kararlaştırılmıştır. Davalıların tacir olmadıklarına dair bir savunma bulunmamaktadır. Öte yandan TTK.nun 14. maddesine göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimsenin tacir sayılacağı belirlenmiştir. Davalıların TTK.nun 12/6. maddesinde sayılan yerlerden olan, umuma açık bayiyi kendi adlarına işletiyor olmalarına göre, işyerinin ticarethane sayılması gerekmektedir. Bu durumda tacir olan davalıların TTK.nun 24. maddesi uyarınca cezai şartın tenkisini isteyemeyecekleri kuralı gözetilmeden cezai şart tutarının re'sen indirilmesi doğru olmamıştır.
3- Öte yandan, davacı dava konusu cezai şartın icraen tahsilini istemiş ve davalıların itirazı üzerine tetkik merciine gitmeyerek bu davayı açmış olduğuna ve alacağın 8.6.1994 tarihli protokole dayanmasına ve miktarında açık olarak belirlenmiş bulunmasına göre, İİK.nun 67. maddesi hükmünce davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemeside yanlış olmuş ve kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) ve ( 3 ) nolu bendlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 773.900 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, 21.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.