 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/2988
Karar No : 1998/4475
Tarih : 15.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı K.Çekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 5.12.1997 tarih ve 467-1068 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile yaptığı anlaşma gereği 500 ajanda yapıp teslim ettiğini, toplam mal bedeli olan 42.375.000 TL'den 10.681.000 TL'nın ödenmiş ve bakiye 31.754.000 TL'yi ödemeyen borçlu aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, 31.754.000 TL'nın 11.1.1994 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini, itirazın iptalini, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkilinin hiçbir ticari münasebeti bulunmadığını savunarak, davanın reddini; istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, yaptırılan bilirkişi incelemesi usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davanın .kısmen kabulü ile 28.994.000-TL'nın 4.5.1994 tarihinden itibaren %56 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı vekili, dava dilekçesinde takibe yapılan itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatı ve ayrıca alacağın faizi ile birlikte tahsili isteminde bulunmuştur.
Usul hükümlerine göre, her iki dava ayrı hükümlere tabi olduğundan itirazın iptali ile alacağın tahsili aynı dava ile istenemez. Mahkemece, davacı vekilinin HUMK nun 75.maddesi, uyarınca çağrılarak istemi açıklattırılmak, dava itirazın iptaline veya alacağın tahsiline hasrettirildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmek gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre; dava satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı yan, satım ilişkisini inkar ettiğine göre davacı yan alacağın varlığını kanıt yükü altındadır.
11.1.1994 tarihli fatura muhteviyatı olan emtia davacının defterinde satılmış ve gönderilmiş olarak kayıtlı ise de; usulüne uygun tutulan davalı defterlerinde bu faturanın ve emtianın kaydının bulunmaması nedeniyle, TTK.nun 85 nci maddesi anlamında taraf defterleri birbirini teyid etmediğinden davacı defterindeki kayıt davacı lehine tek başına delil etmeyeceğine, fatura muhteviyatı emtianın davalıya tesliminin yazılı bir belge ile kanıtlanması gerekmesine ve durum bir müstenidat ile kanıtlanmadığına göre, artık defter ve fatura davacı lehine kanıt oluşturmaz. Ancak, davacı yan kanıt listesinde her türlü yasal delile dayandığına göre, kendisine yemin teklif etme hakkı hatırlatılmak ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken bu hususun gözden kaçırılması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) Nolu bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.6.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.