 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/1271
Karar No : 1998/2692
Tarih : 24.4.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1086/m.1
492/m.30,31,32
Taraflar arasındaki davadan dolayı Kadıköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 6.11.1997 tarih ve 1293-1154 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bankanın Caddebostan şubesinden 4.6.1987 tarihinde 3 ay vadeli % 35 faizli, 5.600.000 TL bedelli mevduat sertifıkası aldığını, bu sertifıkayı da muhafaza kaydıyla aynı banka şubesine verdiğini ve içinde sertifıka yazılı menkul kıymetler saklama cüzdanı verildiğini, ancak vade sonunda gittiğinde dava dışı bir şahsın kredi borcuna mahsup edildiğini öğrendiğini, bankaya müracaatının sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, mevduat sertifıkası tutarı 5.600.000 TL ile bu hesabın başlangıç tarihinden ödeme tarihine kadar mahrum kaldığı, 3 ay vadeli mevduata uygulanan faiz getirilerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, usule ilişkin itirazında, davacının aynı zamanda 1987 yılından işleyecek faizi de istediği halde 5.600.000 TL üzerinden harç yatırdığını, davacının talebinin miktarını belirleyip eksik harcı tamamlaması gerektiğini, esasa ilişkin itirazında, davanın zaman aşımına uğradığını, BK 60. maddesi uyarınca 1 yıllık sürenin geçtiğini, BK 126. maddesi uyarınca faiz alacağının da zaman aşımına uğradığını, dava konusu mevduat sertifıkasının T. İ. A.ya ait olduğunu ve otorize nakit karşılığı kredi hesabına teminat olarak verdiğini, davacının müvekkili ile mevduat ilişkisi olmadığını, davacının dava dışı T. İ. A.'yla anlaşıp zarara uğramasının müvekkiline yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davanın kabulü ile davacının mevduat sertifıkası hesabı açtırdığı, mevduat sertifıkasını davalı bankaya emanete tevdii ettiği, üzerinde rehin tesis edildiğine dair kayıt bulunmadığı anlaşıldığından, 5.600.000 TL'nin 4.6.1987'den 4.9.1987 tarihine kadar % 35, 4.9.1987'den sonra ise davalı bankanın 3 aylık devreler için uyguladığı faiz oranları üzerinden davalıdan tahsiline, 16.6.1997 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtilen faiz oranlarının hükmün eki sayılmasına, bu raporla birlikte 19.3.1997 tarihli bilirkişi raporunun hükme eklenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- HUMK'nin 1. maddesi uyarınca, görevli mahkemenin tespitinde, faiz, icra tazminatı ve giderler hesaba katılmaz. Bu nedenle mahkemenin kendisini görevli sayıp davaya bakıp sonuçlandırması doğru ise de, davacı hesabın başlangıç tarihinden ödeme tarihine kadar faiz istediğine göre, mahkemenin faiz hakkında karar verebilmesi için davacının dava tarihine kadar işlemiş olan faiz tutarı üzerinden harç ödemesi ( harcı tamamlaması ) gerekir. ( Harçlar Kanunu 30-32. Maddeleri. ) Çünkü dava tarihine kadar işlemiş faizde müddeabihe dahildir. Mahkemece bu yönler dikkate alınmadan eksik harç tamamlatılmadan hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre de davalı vekili 16.6.1997 tarihli bilirkişi raporuna bazı faiz oranlarının yanlış uygulandığını belirterek itiraz ettiğine göre, mahkemece bu itirazlar sonuca bağlanmadan, gerektiğinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.4.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.