 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/9953
Karar No : 1998/642
Tarih : 9.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.9.1997 tarih ve 661-514 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki
.kalıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, davalının ödenmeyen aidat, borçları için aleyhine girişilen icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini %40 inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kooperatifin inşaat biten konutlarından rayiç değer üzerinden konut alarak üye olduğundan borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının üye olduğu 20.10.1993 tarihinden önceki borçlardan sorumlu olmadığı, 7.5.19S4 tarihli genel kurulda, Bu tarihten sonraki aidat borçlarının tesbiti konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği ve iptal edilmediğinden 7.5.1994 tarihli genel kurul kararının geçerli olup, 1995 yılı için davalının sorumlu olacağı miktarın genel bütçe içindeki payının %26,5 olacağı gerekçesiyle, takibin 26.071.000 TL üzerinden asıl borç 15.710.000 TL'ye faiz yürütülmek üzere devamına, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kooperatifin 7.5.1994 tarihli genel kurul toplantısında davalı konumundaki üyelerden aidatların belirlenmesi konusunda yönetim kuruluna verilen yetki doğrultusunda davalıdan ne miktar aidat ve geç ödemeler nedeniyle ne kadar temerrüt faizi istenebileceği noktasında toplanmaktadır.
7.5.1994 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 6.maddesinin (b) bendinde üyelerin 3'er milyon TL aidat ödeyecekleri kararlaştırılıp (c) bendinde ise, davalı konumundaki üyelerin "devir alma tarihleri olan 20.10.1993 tarihinden önceki borçlara katılmayacakları, bu tarihten sonraki borçlara diğer ortaklar gibi katılacakları, ancak borçların ayrımının yapılmasında yönetim kuruluna yetki verilmesi" kararlaştırılmıştır. Daha sonra yapılan 19.2.1995 tarihli genel kurul toplantısında parasal yükümlülükler yönünden bu ilkeden dönüldüğü açıkça belirtilmediğinden, 7.5.1994 tarihli genel kurulda alınan ilkeler davalı konumundaki üyeler yönünden kazanılmış hak teşkil edip, aynen devam ettirilmesi gerekir, bu konuda dava açılmasına gerek yoktur, dava açılmamış olması da sonuca etkili değildir. Dairemizin aynı konudaki 2.6.1997 gün ve Esas 1997/5093, Karar 1997/5494, 7.7.1997 gün ve 1997/3611 Esas, 1997/4107 Karar sayılı emsal karanları da bu yöndedir.
7.5.1994 tarihli genel kurulun verdimi yetkiye dayanarak yönetim kurulunun davalı konumundaki üyelerden talep edilen aidatın neye göre belirlendiği dosyadan anlaşılamamaktadır. Bu durumda davacı kooperatiften bu konuda açıklamada istenilip genel
kurul kararları ve uygulama gözetilerek kooperatifin defter ve belgeleri üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmalı, davalının üyeliği devraldığı tarihten itibaren
ödemesi gereken aidat tutarı ve gecikme nedeniyle borçlandığı faiz miktarının saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan incelemeye dayalı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Kabule göre de, takip talebinde, davalıdan istenilen borcuna 28.2.1995 tarihine kadar işlemiş faizin ayrıca istenilmiş bulunmasına rağmen, faizin 28.5.1995 tarihinden sonraki dönem için istenildiği gerekçesiyle noksan faiz tahakkuku da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda l ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 9.2.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.