 |
T.C.
YARG1TAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/9810
Karar No : 1998/1165
Tarih : 24.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında açılan davadan dolayı Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkentesince verilen 1.10.1997 tarih ve 410-440 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafindan istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildigi anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu geregi konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, 1974 yılında ortak olarak girdiği davalı kooperatifçe herhangi bir ihtar veya bildirim yapılmaksızın haksız biçimde ihraç edildiğini ileri sürerek, bu karann iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını ve davacının daha önce müvekkili kooperatif ortağı olmadığından hakkında bu yolda bir karar da verilmediğini savunmuştur.
Mahkemece, mübrez belgelere, kooperatif kayıtlarına ve bilirkişi raporuna dayanılarak, ihraca dayanak gösterilen "istenilen belgelerin kooperatife teslim edilmemesi" hususunun ihraç nedeni olarak Yasa ve Anasözleşmede bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 31.12.1983 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bir kişinin kooperatif ortağı olabilmesi için, Kooperatif Anasözleşmesinin 10 ve 11 nci maddeleriyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 8 nci maddesi hükümlerince öngörülen koşulların varlığı ve işlemlerin ikmali gerekmektedir. Bunun yanında, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, yönetim kurulu kararına dayalı bir ortaklığa giriş işlemi yapılmamış olsa bile, kooperatifçe giriş aidatı kabul edilmiş ve alınan bu para kooperatifin ihtiyaçlarında kullanılmış ve ilgili kişi genel kurul toplantılarına ve diğer faaliyetlere ortak sıfatıyla katılmışsa, bu kişinin kooperatif ortağı olduğunun benimsendiği kabul edilmektedir.
Davacı, bir gazetenin 19.1.1984 tarihli nüshasında davalı kooperatifçe verilen alanda isminin ortaklıktan ihraç edilenler listesinde yer aldığından bahisle daha önce hakkında ortaklığa kabul işlemi yapılmamış olsa bile, Yasa ve anasözleşmenin buyurduğu gereklilikler yerine getirilmeden böyle bir karar verilmekle ortaklık ilişkisinin zımnen kabul edildiğini ileri sürerek ortak olduğunun tesbitini istemiştir. Mahkemece de bu gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacı söz konusu, gazete ilanı ile dava açtığı tarih arasında geçen (13) yıl boyunca kooperatif faaliyetlerine katıldığını, genel kurul toplantılarına çağrıldığını iddia etmemiş bu konuda hiçbir delil göstermemiştir. Kaldı ki, kooperatifin bu ilanı ihraç amaçlı olmayıp HGK'nun 17.12.1997 tarih ve 1997/11-835 E, 1997/1078 K; 18.2.1998 tarih ve 1998/11-11 E, 1998/128 K. Sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi, kooperatifin kuruluş aşamasında davacının da üye olduğu Zirai Donatım Kurumunun Mensupları ve Emeklileri Derneği üyelerini kooperatif ortaklığına kabul için gereken işlemleri ikmale çağrı amacına yönelik olduğu ayrıca davalı kooperatifin amacı çok açık olmayan bir gazete ile ilanı ile bir kişiyi ortaklıktan ihraç ettiği varsayılsa bile uzun yıllar sonra açılan bu davada hiçbir delil aranmadan sözkonusu ilanda davacının adının bulunmasının daha önce ortaklığa zımnen kabul edilmiş sayılmak gerektiği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 24.2.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.