 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/9618
Karar No : 1998/717
Tarih : 12.02.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında açılan davadan dolayı İstanbul Asliye 4.Ticaret Mahkemesince verilen 17.4.1996 tarih ve 1233-416 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin hissedarı oları davalılardan Neyran'ın sahibi bulunduğu (2040) payın müvekkiline 16.6.1991 tarihinde (500.000.000) TL karşılığında satılarak devir edildiği, ihtarla bildirilmesine rağmen bu devir işleminin şirket pay defterine kaydedilmediğini ileri sürerek, devrin geçerliliğinin tesbiti ile pay defterine işlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Neyran davayı kabul etmiştir.
Diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere göre, şirket dışında kalan davalılara husumet yöneltilemeyeceği, TTK.nün 416 ve anasözleşmenin 7 ve 8.maddelerine uygun bir devir işlemi yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı N. Turizm işletmeciliği TAŞ. nin anasözleşmesinin 7.maddesine göre, şirket pay senetlerinin nama yazılı olduğu belirtilmiştir. Davalı şirketin dava tarihine kadar pay senedi ihraç etmediği gibi, TTK.nünün 411 maddesi uyarınca nama yazılı hisse senetlerinin yerine tutmak üzere ilmühaber de çıkarılmış değildir. Dosyada bulunan makbuzların ise sermaye apeli muvacehesinde düzenlenen makbuzlar olduğu ve TTK.nün 411 maddesindeki ilmühaber niteliğinde bulunmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda davalı ortak Ayşe'nin payları nama yazılı pay veya bu nitelikte ilmühaber mahiyetinde olmadığından devirleri de TTK.nün 416-417 ve 411 maddelerindeki koşullara tabi değildir. Bu sebeple, davalı ortağın payını devir iradesini açıklamasıyla pay devredilmiş olur. Davalı ortak tarafından imzalanan 16.6.1995 günlü yazılı belgeden ve bu davalı ortağın davayı kabul ettiğine ilişkin 23.10.1995 tarihli dilekçeden, payın devri gerçekleşmiş ve tarafları arasında çekişmesiz bir hale gelmiştir.
2-Bu devir keyfiyetinin diğer davalı şirkete tebliğ edilerek pay defterine kaydının yapılmasının istenmesi üzerine, şirketin nama yazılı payların devrine ilişkin koşulların gerçekleşmediği, ortağın şirkete devir için başvurmadığı ve anasözleşme uyarınca devir için yönetim kurulundan izin alınmadığı gibi nedenlerle pay defterine yazılması istemi reddedilmiştir.
Davalı şirket anasözleşmesinin 8 maddesi (nama yazılı pay senetleri, yönetim kurulu izni ve TTK.nün 417 maddesi hükümleri dahilinde başkasına devredilir...) hükmünü içermektedir. Yukarıda (1) nolu bentte açıklandığı gibi, şirketin çıplak payları için nama yazılı pay senedi çıkarılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, çıplak payların devri özel bir biçime bağlı değildir, öte yandan, davalı şirketin yönetim kurulu, pay defterine tescil istemini reddederken, hiçbir haklı sebep ileri sürmemiştir. Dairemizin yerleşen görüşü de yönetim kurullarının izin yetkilerini kullanırken, keyfilikten çok objektif kıstasları gözönüne alarak, red nedenlerini de göstermesi gerekir.
Yukarıdan beri açıklanan bu nedenlerden dolayı, davacının davasının kabul edilmesine karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) ve (2) nolu bentler uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.02.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.