 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/92
Karar No : 1997/688
Tarih : 17.02.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Tavşanlı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 11.7.1996 tarih ve 298-583 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının müvekkili banka nezdindeki mevduat hesabına 2.8.1995 tarihinde (1.000.000) TL. tutarında para havalesi geldiğini, 3.8.1995 tarihinde de sehven kendisine (40.000.000) TL. ödendiğini, hatanın farkedilmesi neticesinde fazla ödenen (9.000.000) TL'sinin 15.12.1995 tarihinde tahsil edildiğini, ancak gecikme faizinin tahsilinin mümkün olmadığını, lehtara rağmen ödenmediğini ileri sürerek, (2.213.400) TL. gecikme faizi ile (731.130) TL. noter masrafı olmak üzere toplam (2.944.530) TL'sının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, dava yokluğunda sonuçlanmıştır.
Mahkemece; toplanan delillere göre, davacıya paranın geri ödenmesi için yazılı bir ihtarname gönderilmediği, ana paranın 15.12.1995 tarihinde davacıya ödendiği, bu durumda davalının BK'nun hükümleri gereğince temerrüde düşürülmediği ve faiz alacağı doğmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı banka tarafından davalıya gereksiz olarak fazladan ödenmiş (9.000.000) TL.'nın kredi alacağı şeklinde kullandırılması sebebiyle o dönemde işlemiş bulunan faizin tahsiline ilişkin bulunmaktadır. Dairemizin yerleşmiş uygulaması gereğince bu tür uygulama bir nevi açık kredi işlemi olarak kabul edildiğinden, o dönem içinde tahakkuk ettirilen faiz niteliği itibariyle temerrüt faizi olmayıp, kredi faizidir. Bir başka deyişle sözleşme faizidir. Bu dava ile sözleşme faizi istendiğine göre, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.2.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.