 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8767
Karar No : 1997/9537
Tarih : 22.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında açılan davadan dolayı Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince verilen 22.1.1997 tarih ve 99-3 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü;
Davacı vekili, iflası açılarak tasfiyesine başlanılan İşçi Kredi Bankası Anonim Şirketinin, iflasından çok önceleri büyük ortaklarından ve murahhas aza olanak yöneticilerinden bulanan davalının, banka yönetiminde bulunduğu sırada Kayseri'de mukim Kayseri Oto Tamirciler ve İmalatçılar Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifine olan şahsi borcunun talimatı üzerine bankaca yatırıldığı sermaye taahhüdünden bakiye borcunun halen ödenmediği gibi ödenen kısmınında bankaya ödettirildiğini, ayrıca açılacak şubeler için yapılacak harcamalarla ilgili olarak aldığı avansları da kapatmadığını ileri sürerek (210.364.051) lira iflas idaresi alacağının, (25.944.612.50) lira asıl alacağı dava tarihinden itibaren %81.62 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında, zamanaşımı def 'inde bulunarak, 'müvekkiliyle davacı banka arasında cari hesap sözleşmesi. kredi anlaşması bulunmaması nedeniyle kredi faizi talebi ile komisyon ve gider vergisi isteminin yasal olmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını davanın reddini savunmuştur,
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, davalının kooperatife borçlu olup, olmadığının belgelenemediği, kooperatif hesabının ibraz olunamadığı, bankanın iflasından sonra yönetenlerin tesis ettiği kaydın mücerret olduğu, mücerret bir kayıtla da borcun olunmayacağı, sermaye taahhüdünden dolayı bankaca (14.772.937) lira talep olunduğu ancak kaydın üç kişi için tesis edildiği, davacı hesabına (4.924.312.50) TL düştüğü, davalının fazlasıyla (9.458.325) TL ödemesi bulunduğundan borcu bulunmadığı, açılacak şubeler için alınan avanslara ilişkin fişlerin ibraz olunmadığı, davacı taraf beyanına göre bu fişler de davalı imzasının da bulunmadığı, asıl borcun oluşmaması nedeniyle ferilerinin de olamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı iflas idaresi vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik göre davacı vekilinin aşağıdaki bend kapsamı dışında sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, hükme dayanak alınan 09.10.1995 günlü bilirkişi raporunda davacı tarafından davalının kooperatif borcuna karşılık yapılan ödemeye ilişkin davalının anılan kooperatife borcu olup olmadığının belgelenmediği davalının işleme etkisinin belirlenemediği bankanın iflasından sonra yönetenlerin tesis ettiği mücerret kayıtların borç oluşturmayacağı bildirilmiş ise de davacı bankanın 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.11.1985 gün 1985/496-748 sayılı kararıyla iflasına karar verildiği bu kaleme ilişkin olarak davalı adına davacı banka sanayi şubesince 6.8.1979 tarihinde yapılan ödemenin 23.3.1983 tarih 44680 sayılı dekontla genel müdürlük hesabına mal edildiği bu borcun 30.4.1985 tarihinde banka hesaplarına kayıt gördüğü anlaşılmaktadır, bu durumda belirlenen kayıtların bankanın ilasından sonra tesis edildiği söylenemez, o halde dava dışı kooperatif banka hesaplarının incelenerek davalı adına yatırıldığı iddia olunan paranın kooperatif hesaplarına intikal ettirilip ettirilmediği tesbit olunmaksızın hüküm tesisi doğru olmamış
3-Öte yandan, bilirkişilerce davalının sermaye taahhüdünden kaynaklanan borcuna ilişkin yapılan incelemede, davacı bankanın (14.772.937.50) liralık hesabı üç kişi adına oluşturması nedeniyle davalının borcuna (924.312,50) liraya indiği, davalı zararından yapılan ödemenin ise (9.458.325) lira olması nedeniyle davalının bu kaleme ilişkin olarak da borcunun bulunmadığına ilişkin görüşüne, davalı ve ortak hesap oluşturulan dava dışı iki kişinin sermaye artırım iştirak taahhütnameleri birlikte gözönüne alınarak yatırılması gereken ve yatırılan miktarın tesbit edilerek genel borç miktarının tesbiti gerekirken. noksan incelemeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bendlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.12.1997 tarihine oybirliğiyle karar verildi.