 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/7581
Karar No : 1997/9181
Tarih : 15.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Adliye 4.Ticaret Mahkemesince verilen 9.4.1997 tarih ve 261.180 sayılı hükmün duruş:nalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.12.1997 gününde davacı avukatı Günseli Ö... ile davalı avukatı E.Şevket Y... gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı iken. ortaklıktan çıkarıldığını, kararın iptali için aç-tığı davanın lehine sonuçlanıp kesinleştiğini, kendisinin ortak olduğuna karar verildiği halde kuraya katılmadığını ve kendisine daire tahsisi yapılmadığını, müvekkilinin normal aidat dışında faiz ve cezadan sorumlu tutulmaması gerektiğini ileri sürerek, müvekkilini bir konut tahsisi ile tescilini, aynen teslim olmazsa fazlaya ilişen hakları saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL tazminatın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ortaklıktan ihracına ilişkin kararın mahkemece iptali üzerine yeniden ortaklığa alındığını. kendisine biriken borçlarını ödemesi için tebligat ve uyarı yapılmasına karsın Ödemediğini, tahsis sonucu davacıya verilecek bir konut kalmadığını, davacının şimdiye dek 300.000 TL ödediğini istemin fahiş olduğunu, davacının ancak yatırdığı parayı faizi ile birlikte isteyebileceğini. bunun da zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savu ama Ve toplanan ki, altlara göre, davacının ihracına ilişkin kararın iptal edildiği ve ortaklığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, ayrıca tahsis edilecek bir konutun da mevcut olmadığına göre, uyuşmazlığın davacıya ödenecek tazminatın miktarı noktasında toplandığı, davacının 182.535.099 TL aidat ve 182.032.203 TL aidat borcunun bulunduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının dava tarihi itibariyle zararının 319.043.051 TL olduğu hesaplanmış ise de , davacının ödeme miktarı olan 634.635 TL'nın davacıya iadesi gerekirken 12.389.051 TL olarak eklenmesinin doğru görülmediği, daha önceki raporda davacının ihraç kararının iptali davası açmasına rağmen paralel vecibelerini yerine getirmek zorunda olduğu halde bunları yerine getirmediği, bu konuda kusurlu bulunduğunun belirlendiği, genel kurul kararlarına göre halen 182.032.202 TL birikmiş faiz borcunun bulunduğu davacıya konut verilecek olsaydı oluşan birikmiş faiz olan 182.032.203 TL'yi ödemek zorunda olacağı, hakkaniyet gereği bu miktarın zarar miktarından düşülmesi gerektiği ve bu durumca zarar miktarının 125.256.482 olacağı, davacının ihraçtan parasal edimlerini yerine getirmemekten dolayı kusurlu bulunmasına ve yatırdığı paraya göre hakkaniyet gereği sadece 125.256.482 TL zarar isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 125.256.482 TL'nın dava tarihinden itibaren %30 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
l-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde tir isabetsizlik bulunmamasına gere davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, davacının davalı kooperatifin ortağı iken ortaklıktan çıkarıldığı ve mahkeme kararı ile ortaklığına karar verildiği, davalı kooperatifte davacıya verilecek bir konut da bulunmadığı, bu durumda davacının tazminat talep etme hakkı bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, tazminatın ne şekilde hesaplanacağı konusunda toplanmıştır.
Dairemiz'in emsal uygulamasına göre bu tür davalarda tazminatın hesaplanmasının aşağıdaki şekilde olması gerekir.
1-Ortaklara verilen taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri tesbit olunmalıdır.
2-Normal ödemesini yapan diğer ortakların ödeme tarihleri de navara alınarak toplam ödemeleri paranın iştira gücünün azalması ve sair etkenler nazara ılınarak rayiç değerin tesbit edildiği tarihe taşınarak ödemelere tekabül eden miktar belirlenmeli,
3-Böylece normal ödeme yapan ortakların rayiç değeri tesbit edilen tarihte ödenmelerinin karşılığı olan miktar itibariyle ve rayiç değer nazara alınarak taşınmaza malik olmakla elde ettikleri menfaat miktarı bulunmalı
4-Davacının diğer ortaklara göre eksik ödeme yaptığı miktar nazara alınarak davacının yaptığı ödeme miktarı ve tarihleri göz önünde tutularak bu miktarın yine rayiç değer teşbih edilen tarihe taşınarak gerçek karşılığı bulunmalı
5-Normal ödeme yapan diğer ortakların ve davacıların rayiç değer tesbiti tarihinden tesbit edilen ödeme karşılıklarının birbirinden çıkarılması suretiyle davacının diğer ortaklar kadar bir yararlanma sağlaması için ödemesi gereken miktar saptanmalı
6-Bu suretle yapılan hesaplama sonunda elde edilen rayiç değerden diğer ortakların ödemelerinin gerçek karşılığı çıkarılarak yararlanma miktarından davacının diğer ortaklara denk bir ödemeye varması için hesaplanan eksik ödeme miktarı çıkarılmak suretiyle, davacılara ödenecek olan tazminat miktarı bulunmalıdır.
Mahkemece, bu hesaplama şekli dikkat alınmadan yazılı olduğu şekilde ve aksine bir yorumla karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bette yazılı nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 20.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine 15.12.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.