 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/7549
Karar No : 1997/9009
Tarih : 9.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesince verilen 7.5.1997 tarih ve 41-218 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 9.12.1997 gününde davacı avukatı Yalçın Ö... ile davalı avukatı Haluk İ... geldi davacı avukatı davadan feragat ettiğini bildirir dilekçesini ibraz ettiği davalı avukatının da bu duruma itiraz etmediği görüldükten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra isin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı üst birliğin ortağı olan müvekkili kooperatifin, müdür muavini ve danışman kadrolarına yapılan atamalarda davalı tarafça bildirilen isimlerin yapılmaması, müvekkilinin %25 oranında pay sahibi olduğu dava dışı A... Şeker Fabrikası A.Ş.deki tasarruflarında verilen direktiflere uyulmadığı ve şeker fabrikaları koordinasyon kurulunca benimsenen önerilerin dışında politika izlendiği gerekçesi ile ortaklıktan çıkarıldığını, anasözleşme hükümleri uyarınca davalı tavsiyelerinin alındığını, ancak, davalının, müvekkili kooperatifin bağımsız tüzel kişiliğini ortadan kaldıracak ve yönetimi tamamen hükümranlığı altına alacak şekilde müdahalelerde bulunduğunu, yapılan işlem ve alınan kararların kooperatifin menfaatlerine ve anasözleşmeye uygun olduğunu ileri sürerek, ihraca ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, gerek Kooperatifler Yasası ve gerekçe anasözleşme gereği müvekkili görevlerinin, kooperatifin müşterek menfaatlerini korumak, faaliyetleri koordine etmek ve tavsiyelerde bulunmak olduğunu, yine, davacı tarafından da benimsenen müvekkili kooperatif anasözleşmesinin 10. maddesine göre, davacının alınan kararlara uymak zorunda olduğunu, 2. madde uyarınca da, ortak kooperatiflerin personel kadrolarının belirlenmesi ve toplu-iş sözleşmesi kapsamı dışında kalan personelin tayin, terfi, nakil ve görevlerine son verme teklifinin davalının görev ve yetkisinde olduğu gibi, davacı kooperatif anasözleşmesinin 46. maddesi uyarınca da davacının bu kararlara uymak zorunda olduğunu, davacının, bünyesinde müdür yardımcılığı kadrosuna yapılan atamada davalı önerisi dikkate almadığı gibi danışmanlık kadrosu için yapılan başvuruya da olumsuz yanıt verildiği halde zimmet suçundan hakkında dava açılan bir kişinin bu kadroya atandığını ayrıca davacı kooperatifin Amasya Şeker Fabrikası A.Ş.deki hisseleri dolayısıyla yönetimde bulunan üyelerinin şirket genel kuruluna kadar görevlerine devam ettirilmesi gerekirken hukuka aykırı işlem ile eski yöneticilerin görevden uzaklaştırılıp yönetime fiilen el konulduğunu bu nedenle davacının anasözleşmenin 6.maddesi gereğince ihraç edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran davalı birlik anasözleşmenin 2/m, davacı kooperatif anasözleşmesinin ise 52/son maddeleri gereğince, tayin, terfi, nakil ve görevlerine son verme tekliflerinin davalı tarafından önerileceği öngörülmüş ise de buna uyulmanın bir zorunluluk olmadığı, fabrika genel kurulunu toplantıya çağırma ve yönetime katılımın yasal bir hakkın kullanımı olduğu, hakkında yasal işlem yapılan ye danışmanlığa atanan kişi hakkında işin gereğinin yapılması için yeterli süre beklenmediği, öte yandan bakanlık soruşturması nedeniyle dava sonuna kadar açığa alınma kararına uyulduğu, bu itibarla ihraca dayanak kararların kabulü şayan bulunmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptaline ilişkin davanın mahkemece kabulüne karar verilmiş olup, her ne kadar davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş ise de, Dairemizde icra edilen duruşma esnasında bu defa davacı vekili imzası ile tasdikli yazılı beyanında davada feragat ettiğini bildirdiğinden ve yine ekindeki u . belgeye göre davacı kooperatif yönetim kurulunca davadan feragata yetki verildiği gibi davacı vekilinin de dosyada mübrez vekaletnamesine göre feragata yetkili olduğu anlaşıldığından evvelemirde feragat yönünden bir karar verilmesi için yerel mahkeme kararının davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 20.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 9.12.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.