 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/568
Karar No : 1997/1040
T : 24.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.5.1996 tarih ve 257-183 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkil ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca davalının işyerinde müvekkile ait emtia dışında başka firmalara ait emtiayı satmamayı taahhüt etmesine rağmen taahhüdüne uymadığını, işyerinde yapılan tesbitle bu hususun tesbit edildiğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşme uyarınca davalıya 19.200.000 liralık karşılıksız yardımda bulunduğunu, ayrıca sözleşmeye aykırı davranılması durumunda 2.500 USD. cezai şart öngörüldüğün ileri sürerek 2.500 USD.nin fiili ödeme günündeki kur üzerinden döviz faizi ile ve 19.200.000 liranın dahi en yüksek kredi faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; işyerini başka şahıstan devraldığını ve daha önce Tuborg firması mallarının satıldığını, davacı ile sözleşme imzalanmasından sonra bayiinin mal vermediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre; sözleşmenin imzalandığı tarihte 18 yaşını ikmal etmemiş olan davalının cezai şarttan ""sorumlu tutulamıyacağı, ancak karşılıksız olarak alınan kira zararının istenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 19.200.000 liranın en yüksek banka kredi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, cezai şart isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davalı Tuncer E..., davacı ile 29.4.1995 tarihinde bayilik sözleşmesi yapıldığını ve fakat bu tarihte reşit olmadığını ileri sürerek, bu sözleşme ile bağlı olmadığını savunmuştur. Gerçekten, sözleşmenin yapıldığı tarihte, davalı taraf reşit değildir. Ancak, davalının vergi mükellefi olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, delil tesbitinin yapılmış olduğu 11.9.1995 tarihinde davalı reşittir. Davalı, bu tarihe kadar sözleşme ile bağlı olmadığını ileri sürmemiş ve dolayısıyla reşit olduktan sonra bu sözleşme ile bağlılığını kabul ettiği gözlenmiştir. Bundan başka davalı, bedelsiz aldığı bira bedeli ile sorumlu da tutulmuştur. Şu halde, davalı reşit olduğu tarihte sözleşmeden rücu etmediğine göre işbu sözleşme ile bağlı olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan bu durum karşısında, davacının cezai şartın dahi tahsiline ilişin iddiasının esastan incelenerek sonucu çerçevesinde karar vermek gerekirken, yazılı biçimde karar tesisi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.2.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.